Köyümüzün Amcıkları, İzmirin Amcıkları... (17) (Harun 22 Y., İzmir)
Muharrem
başladı konuşmaya. "Haruncuğum... Hep bir oğlum
olsun istemiştim, ama Şermin'den başka çocuğum olmadı.
Eğer bir oğlum olsaydı, aynı senin gibi olmasını
isterdim. Oturup kalkmasını bilen, konuşmasını
dinlemesini bilen, okumuş, kültürlü ve aynı zamanda da benim gibi
çapkın. Sende şeytan tüyü mü var nedir bilmiyorum ama, sadece
Şermin değil, seni ben de çok sevdim. Yanlış anlama, bir
evlat gibi sevdim. Kafan çalışıyor, girişkensin, fırsatları
değerlendirmesini biliyorsun. Gördüğüm kadarıyla sen yamuk
yapacak biri de değilsin...
Az çok
anlamışsındır, benim parasal sorunum yok. Otelim var, 1-2
Milyon eder. Çifliğin kaç Milyon ettiğini bilmiyorum bile.
Ayrıca 85 dönüm Zeytinliğim, küçük bir de Zeytinyağı
fabrikam var. O gittiğimiz Kliniğin binası da benim, kiraya
verdim. Disko'nun yeri de benim, orayı da kiraya verdim. Merkezde daha bir
sürü dükkan var kirada. Sadece kiralardan gelen parayı duysan kafayı
yersin. Otelde sadece turist karılarla haşır neşir olmak
için takılıyorum...
Teklifime gelince... Diyorum ki, gel
iyi bir maaş vereyim sana, hatta istersen Otelin gelirinden kar payı
da vereyim, geç Otelin başına! Oteli istediğin gibi yönet, ben
hiç bir şeye karışmayayım. Ben artık Çiftlikte
takılmak istiyorum. Arada sırada senle bir iki duble Rakı içmeye
uğrarım Otele. Sikilecek turist karı düşerse de bakma
gözünün yaşına sik! Hatta ayarla beraber sikelim! Gevur
karılarından bıkarsan da, siktiğim bir sürü yerli karı
var, onları paslarım sana! Zümrüt'ü zaten istediğin zaman
sikersin! Yok Zeynebi de sikmek istiyorum dersen, ona da amenna! Ama tek
şartım var, Şermin'e göz kulak olacaksın! Yeri geldi mi ona
abilik edeceksin, koruyacaksın onu. Yeri geldi mi, gezdirip dolaştıracaksın
onu! Şermin'in mutlu olması benim için herşeyden daha önemli! Ne
diyorsun bu teklifime?" dedi.
"Abi teklifin
iyi güzel de, benim daha okulum var! Okulum bitmiş olsaydı hemen
geçerdim Otelin başına! Ama şu anda bunu yapamam!" dedim.
Muharrem hayal kırıklığına
uğramıştı, "Yapma yaa!" dedi ve bir süre
düşündükten sonra, "Ohalde okulun bitene kadar haftasonları
gelirsin buraya! En azından haftada bir iki gün, hem Otele, hem de
Şermin'e göz kulak olursun. İzmir buraya kaç kilometre ki! Tamam
mı Haruncuğum?" dedi. Ben de, "Abi her haftasonu gelemem
belki de, ama arada sırada fırsat buldukça uğrarım!"
dedim. Muharrem, "İyi, tamam!" dedi. Kalktık, bizimkilerin
yanına döndük.
Akşam üzeri,
yemek için Pergolanın altına masa hazırlandı, Barbekü için
düzenek kuruldu. Muharrem Barbekü'nün başına geçti, bir yandan
Rakısını yudumluyor, bir yandan etleri pişiriyordu.
Muharrem'in ısrarıyla, yemekte istisnasız herkes Rakı veya
Bira içiyordu. Mürüvet' Bira içiyor, Zeynep Rakıyı denemek istiyordu.
Onlar yüzlerini buruşturarak içerken, Zümrüt'le Şermin'in içmeye
alışık oldukları belli oluyordu. Ben de Rakı
içiyordum, ama Muharrem gibi hızlı gitmiyordum.
Barbekü ve yemek
yeme faslı bitti, Muharrem Zümrüt'e söyledi, içerden küçük bir müzik set
getirttirdi. Müzik eşliğinde sohbete muhabette devam ettik.
Muharrem'in kafa güzelleştikçe Mürüvet'e yazmaya başladı. Ben
Mürüvet bu adama pas vermez diyordum, ama anlayamadığım bir
şekilde Mürüvet de Muharrem'e ilgi gösteriyordu. Gecenin ilerleyen
vaktinde, Mürüvet çocuğa bakma bahanesiyle kalktığında, sanki
anlaşmışlar gibi Muharrem de kalktı ve "Gençler size
iyi eğlenceler, ben yatmaya gidiyorum!" dedi. Mürüvet'le birlikte eve
gittiler. Zümrüt de ufaktan masayı toplamaya başlayınca,
Şermin, Zeynep ve ben de kalktık, ufak bir yürüyüş
yapacaktık. Fakat daha pek bir uzaklaşmadan, Zeynep başının
döndüğünü söyledi. Hemen Şermin'le birlikte Zeynebin koluna girdik ve
havuzun kenarındaki şezlongların birine oturttuk. Biz de
yanına oturduk.
Biraz oturduktan
sonra Şermin Zeynebe, "Hayatım, kendini kötü hissediyorsan eve
götürelim, yat uyu!" dedi. Ama Zeynep gitmek istemiyor, "Yok, ben
iyiyim, geçer şimdi!" diyordu. Şermin yavaştan sinirlenmeye
başlamıştı. Benimle yalnız kalmak için Zeynepten
kurtulmak istiyor diye düşünmüştüm, ama Şermin'in bambaşka
bir sıkıntısı varmış. Tırnaklarını
koluna geçirdiğini görünce, "Şşşt, ne
yapıyorsun?" deyip elini tuttum, engelledim. Şermin, "Bırak
beni!" diye bağırıp tersledi beni. Gözleri dönmüş gibi
bakıyor, dişlerini sıkıyordu. O sırada Zümrüt geldi
yanımıza, ne oluyor diye sormaya. Şermin'in halini görünce de,
"Harun gelsene bir saniye!" diyerek beni ordan uzaklaştırdı
ve "Şermin krize girmek üzere! Kocamın sigaralarından
verince sakinleşir! Merak etme, daha önce de oldu böyle! Ben
getireyim!" diyerek, müştemilata koştu.
Getirdiği
sigarayı yakıp verdim. Normal bir sigara değildi, elde
sarılmıştı. İçinde ne varsa artık, sigaranın
tadı bir garipti ve değişik kokuyordu. Şermin sigaradan
daha birkaç fırt çeker çekmez sakinleşmeye başladı. Sigarayı
bitirip, iyice sakinleştikten sonra da, yok yere durup dururken gülmeye
başladı. Dili de hareketleri gibi gevşemişti, Zeyneple
Zümrüt'ün varlığına aldırış etmeden, "Aşkım
seni çok seviyorum!" diyerek bana sarılıyordu. Ben de Zümrüt'e,
"Ne güzel sigaraymış bu! Başka var mı, varsa biz de
içsek ya şundan?" diye sordum. Zümrüt de gülerek, "Vaaar! Ama
içeceksek içeriye geçelim!" dedi. "Tamam!" dedim ve Zümrüt'ün
yardımıyla Zeyneple Şermin'i kaldırıp, müştemilata
götürdük.
Müştemilata
girince, divanlara oturduk. Zümrüt diğer odadan iki sigara getirdi.
"Başka yok, bunu Zeyneple ortak için!" diyerek birini bana
verdi. Diğerini de kendine yaktı, ama Şermin az önce içtiği
halde Zümrüt'ün sigarasına musallat olunca, birlikte içmeye
başladılar. O anda resim çekmek geldi aklıma. Telefonumu
çıkarıp, Zümrüt'le Şermin'i sigarayı içerlerken birkaç
pozunu çektim. Sigaralar bittiğinde hepimiz müthiş
gevşemiştik, olur olmaz şeylere gülüyorduk. Hatunları
bilmem ama, ben sanki başka bir aleme ışınlanmış
gibiydim. Gerçekte geçen 1 saniye, benim için sanki yavaş çekimde geçiyor
ve seneler sürüyor gibiydi. Kafam okadar güzel olmuştu ki, o anda
aklımdan ne geçiyorsa yapabilecek güçte hissediyordum kendimi.
Aklımdan ise çılgınca bir Grup seks yapmak geçiyordu...
Gittim müzik setini getirdim. Sonra Şermin'i
dudaklarından öptüm ve "Hadi aşkım, kalk bize Striptiz yap!"
dedim. Şermin gülerek kalktı ve dans eder gibi hareketlerle yavaş
yavaş soyunmaya başladı. Ben de Zümrüt'le Zeynebin ortasına
oturdum ve Şermin soyundukça resim çektim. Şermin en son sütyen
ve külodunu da çıkarıp, karşımızda çırılçıplak
dans ederken, birkaç resim daha çektim. Sonra Zeynebi ve Zümrüt'ü dudaklarından
öpüp, onların da kalkıp soyunmalarını istedim.
Onlar da
soyunurken yarağım kazık gibi olmuştu. Ben de kalktım
ve soyundum. Az sonra dördümüz de çırılçıplaktık ve
odanın ortasında dans etmekten başka herşeye benzeyen
hareketlerle salınıyorduk. Kimin eli kimin cebinde belli
değildi. Bir Şermin'e sarılıyordum, götünü avuçlayıp dudaklarını
öpüyordum, bir Zümrüt'ü, sonra da Zeynebi kendime çekip dudaklarına yumuluyordum,
memelerini ve götünü okşuyordum, önümde çömeltip yarağımı
yalattırıyordum. Ben biriyle oynaşırken, diğer
ikisinin de birbiriyle dans etmesini istiyordum. Onlar kız kıza birbirine
çırılçıplak yapışmış dans ederlerken, ben de
resim çekiyordum.
Cennet dedikleri böyle
birşey olsa gerekti, kendimi Cennete düşmüş gibi hissediyordum. Ama
aklımdan bir şey daha geçiyordu, hep yapmayı, daha doğrusu
yaptırmayı istediğim bir şey vardı... Kızların
birbirinin amlarını yalamaları! Bunu gerçekleştirmek için
de bundan daha güzel ortamı ve fırsatı belki birdaha
yakalayamazdım. Ayık kafayla bunu asla yapmazlardı, ama
şimdi yapacaklarından emindim. Zeynebi divana oturttum ve
bacaklarını ayırıp, Şermin'e Zeynebin amını
yalamasını söyledim. Şermin gülerek, ruh gibi geldi çöktü Zeynebin
önüne ve başladı amını yalamaya. İstediğim
şey buydu işte! Daha sonra Zümrüt'ün amını da Zeynebe, en
son olarak da Şermin'in amını Zümrüt'e yalattırdım. Bu
arada bol bol da resim çekmeyi ihmal etmiyordum tabii.
Zümrüt altta
sırtüstü yatıp, Şermin de üstüne çıkıp 69 olmuşlarken,
geçtim Şermin'in arkasına, yarağımı amına geçirdim
ve sikmeye başladım. Şermin aynı anda hem sikilip, hem de
alttan amı yalandığı için fazla dayanamadı ve inleye
inleye orgazm oldu. Şermin Zümrüt'ün üstünden kalkınca, onun yerine
Zeynebi geçirdim ve aynı pozisyonda amını siktim. Zeynebin
amını sikerken, bir ara ben de boşalacakmışım
gibi hissettim, ama yavaşlayıp boşalmamaya konsantre oldum. Daha
Zümrüt'ü de sikmeden boşalmak istemiyordum. Nihayet Zeynebi de orgazm
ettikten sonra, Şermin'i sırtüstü yatırıp, üstüne Zümrüt'ü
çıkardım ve amını sikmeye başladım. Son bir
gayretle Zümrüt'le aynı anda boşaldık. Döllerimi Zümrüt'ün
amına fışkırtmıştım...
Hepimiz de orgazm
sonrası mayışıklıkla
yığılmıştık divana. Dinlenirken, içtiğimiz
sigaranın etkisinden olsa gerek, canım müthiş tatlı yemek
istiyordu. Hani olsa bir tepsi Baklavayı yiyebilirdim. Zümrüt'e tatlı
birşeylerin olup olmadığını sorduğumda, "Pekmez
var!" deyip kalktı, mutfaktan koca bir kase Pekmez ve 4
kaşık getirdi. Normalde ben tatlıyı fazla yiyemezken, koca kasedeki
Pekmezin nerdeyse yarısını tekbaşıma yemiştim. Hatunlar
da yemişti, ama kalanını üçü birden bitirememişlerdi. Onları
bilmiyordum, ama beni bir ateş basmıştı, bütün vücudum
yanıyordu. Yarağımın da yeniden hareketlenmeye başladığını
hissediyordum. Kalktım gittim mutfağa, buzdolabında
şişelerde soğuk su varmış. Şişenin birini orda
tepeme diktim, bir şişe suyu yarılamıştım. Bir
şişe daha alıp içeriye götürdüm, verdim hatunlara.
Üstüne de birer
normal sigara yaktık. Deminki sigaranın yanında bu sigara
sivrisinek gibi kalıyordu. Biraz dinlenip kendimize gelmiştik. Elim
sertleşmekte olan yarağıma gitti, biraz okşayınca
iyice sertleşti. Kaşığın ucuyla kaseden biraz Pekmez
alıp yarağımın başına döktüm ve Şermin'e
yalattırdım. Aynı işlemi öbürlerine de yaptırdım.
Hatunların hoşlarına gitmişti, habire gülüyorlardı
Pekmezli yarağımı yalarken. Ben de gülüyordum, ama Pekmezle ve
hatunlarla daha işim bitmemişti...
Şermin'i
domaltıp, Zeynebe de Şermin'in götünün yanaklarını
ayırttırdım ve Şermin'in göt deliğine Pekmez döküp, Zümrüt'e
yalattırdım. O sırada da birkaç resim çektim. Şermin
zevkten inlemeye başlamıştı. Yarağımı önce
Zeynebin ağzına verip ıslattıktan sonra, Şermin'in
götüne soktum. Ve sikmeye başladım. Şermin'in götünü biraz sikip,
yarağımı çıkarıyordum ve Zümrü'tün ağzına
veriyordum. Biraz daha sikip, bu sefer Zeynebin ağzına veriyordum. Şunu
da biliyordum ki, kafaları iyi olmasa bunu hayatta yapmazlardı. Ama
şimdi Şermin'in götünden çıkan yarağımı köpek
gibi yalıyorlardı. Yarın bu yaptıklarını hatırlayıp
hatırlamayacaklarını bilmediğimden bol bol resim
çekiyordum. Ayrıca bu resimler elimde olduğu sürece, yarın birgün
hatunlardan hiç biri bana yamuk yapamayacaktı...
Aynı
şekilde Zümrüt'ün ve Zeynebin de götlerini sikip, en sonunda Zeynebin götüne
boşaldım. Bu sikişin gerçekte ne kadar sürdüğünü bilmiyorum,
ama bana sanki Yüzyıllar sürdü gibi gelmişti. Ve işin ilginç
yanı, Şuur'um açıktı, sikişmelerimizin her saniyesinin
en ufak detayına kadar net bir şekilde yaşamıştım
ve her hareketi beynime kazımıştım. Muhtemelen hatunlar da bunu
aynı şekilde yaşamışlardı.
Birden aklıma
geldi, acaba Muharrem Mürüvet'le ne yapmıştı,
sikebilmiş miydi Mürüvet'i? Bunu yarın Muharrem'den veya Mürüvet'ten öğrenecektim.
Sonra aklıma Muharrem'e yakalanma ihtimali geldi. Olur ya, adamın
kalkıp geleceği tutar ve bizi burda çırılçıplak yakalayabilirdi.
Aramızda Şermin olmasa sorun yoktu, buyursun gelsin. Ama Şermin'i
de aramızda görürse, artık rezalet mi çıkar, cinayet mi
çıkar, onu bilmiyordum. Onun için bu Grupseks olayını bu noktada
bitirmeye karar verdim. İlk önce Şermin'i giydirdim, sonra da biz
giyindik. Biraz açılmak için lavaboda elimizi yüzümüzü yıkadık.
Zümrüt'e kahve yaptırdım. Kahveleri de dışarda,
müştemilatın önünde içtikten sonra biraz daha insana benzemeye
başladık.
Sonra Zümrüt müştemilatta
kaldı, Şermin, Zeynep ve ben eve gittik. Şermin'in kendi
odası vardı, onu yatağına yatırıp çıktık,
kapısını kapattık. Zümrüt'ün dediğine göre bana da bir
oda hazırlanmıştı. Zeynep ise Mürüvet'le aynı odada
yatacaktı. Ama Mürüvet'in kapısı kilitliydi, muhtemelen Muharrem
de yanında yatıyordu. Onun için Zeynep de benimle yatmak
zorundaydı ve Zeynep buna çok sevinmişti. Zaten benim de taa köyden
yola çıkmadan önceki asıl amacım buydu, Zeyneple kısa süreliğine
de olsa başbaşa kalıp, birbirimize sarılmak, öpüşüp
koklaşmak ve birlikte uyumak. Geç te olsa bunu yapıyorduk şimdi. Tabii diğerleri hemen uyudu mu bilmiyorum, ama biz birkaç saat daha uyumadık.
Tüm yorgunluğumuza rağmen...
[Harun]
Köyümüzün Amcıkları
Tüm Bölümleri
|