Köyümüzün Amcıkları, İzmirin Amcıkları... (19) (Harun 22 Y., İzmir)
Mürüvet
çocuğu diğer odada uyutmaya çalışırken, Zeyneple ben
de büyük odada, çift kişilik yatağın üzerine uzanmış,
öpüşüp elleşiyorduk. Elbiselerimizleydik. Elimi Zeynebin bacak
arasına atttığımda külodu ıslanmıştı.
Benim yarak da kazık gibi olmuş, pantolonumu zorluyordu. Zeynep
fermuarımı indirmeye çalıştığında,
"Atalay gelir şimdi!" diyerek engelledim. Zeynep, "Of yaa!
Atalay'ı neden çağırdın ki? Hiç yalnız
kalamayacak mıyız seninle!" dedi sinirle, elinden şekeri
alınmış çocuk gibi buruşturmuştu suratını.
Dudağından öpüp, "Aşkım, Atalay'ı Mürüvet'le
ilgilensin diye çağırdım!" dedim. Ama aslında kafamdan
başka şeyler geçiyordu...
Atalay 10 dakika
sonra gelirim demişti, ama halen gelmemişti. Bu arada çocuğu
uyutup yanımıza gelen Mürüvet heyecanlı görünüyordu,
saçını başını düzeltip, aynada kendisine bakıp
duruyordu. Sonunda kapı tıklandığında, Mürüvet,
"Hah, Atalay geldi işte!" diyerek koştu kapıya,
açtı. Ama gelen oda servisi idi. Çocuk, "Otelimizin ikramı!"
diyerek getirdiklerini masaya bırakıp gitti. Muhtemelen Atalay
göndermişti. Büyükçe bir hasır sepetin içerisinde, büyük bir
şişe Şampanya, çeşitli Egzotik meyvalar, bardaklar,
tabaklar, çatal bıçaklar ve peçeteler vardı. Az sonra da Atalay
geldi, "Kusura bakmayın geciktim biraz! Resepsiyon personelinin görev
çizelgesinde küçük bir ayarlama yapmakla meşguldüm!" dedi.
Şampanyayı
patlatıp, doldurduk bardaklara, koltuklara geçtik, içerek sohbete
başladık. Hatunlar her kadehten sonra biraz daha gevşiyordu. 5-10
dakika sonra Atalay'la Mürüvet birbirlerinin eline koluna ufaktan dokunmalara
falan başlamışlardı. Benim bir elim zaten Zeynebin
sırtında ve belinde dolaşıyordu. Hatunlara meyvaları
kendi ellerimizle hazırlayıp yediriyorduk. Şişedeki
şampanya bitmek üzereyken, artık Mürüvet'le Atalay da 20
yıldır tanışıyorlarmış gibi samimi
olmuşlardı. Sonuçta sikişeceklerdi, bu
kaçınılmazdı, ama herhalde bizim
varlığımızdan çekindikleri için bir türlü ilk
adımı atmaya cesaret edemiyorlardı.
Onlara önayak olmak
için, ben Zeynebin dudaklarına yumuldum. Bizi öpüşürken görünce
Atalay da Mürüvet'in dudaklarına yapıştı. İki çift
halinde deli gibi öpüşüp, yiyişmeye başladık. Az sonra
Mürüvet kalkıp da Atalay'a öbür odaya gitmeyi teklif edince, ben kolundan
tutup, "Nereye Mürüvet? Hepimiz bu odadayız! Sikişecekseniz
burda sikişeceksiniz! Hadi soyunun!" dedim. Ve kendim soyunmaya
başladım. Baktım benden başka soyunan yok, "Ee hadi,
siz böyle giyinik mi sikişeceksiniz?" dedim. Boxerimle kalınca
kalktım ve Zeynebi de ayağa kaldırıp, soymaya
başladım...
Biraz sonra onlar
da iç çamaşırlarına kadar soyundular. Odanın ortasında,
ayakta, ben Zeyneple öpüşüp oynaşırken, Atalay da Mürüvet'le
aynı şekilde yiyişiyordu. İkimizin yarrakları da
çadırları kurmuştu. Yine ilk hamleyi ben yaptım, boxerimi
çıkardım. Benden sonra da Atalay da çıkardı boxerini,
ardından da Mürüvet'in sütyenini külodunu çıkardı. Ben de
Zeynebinkileri çıkarıp yatağa götürdüm Zeynebi. Onlar da
yatağa gelmekte gecikmediler.
Biz Zeyneple
yatağın sağ tarafına yan yatmış öpüşüp
elleşirken, sol yanımıza Atalay Mürüvet'i sırtüstü
yatırıp, direkt bacaklarının arasında yerini
almıştı bile. Yarağını sokmamıştı
amına, daha öpüşüyorlardı. Ben sırtüstü yatıp, Zeynebi
üstüme çıkardım, o pozisyonda öpüşmeye devam ettik. Zeynep
amıyla yarağıma sürtünüp duruyordu. "Bir saniye
kıçını kaldır aşkım!" deyip,
yarağımı elimle dik tutup, amının girişine
dayadım ve "Otur şimdi!" dedim. Oturduğunda Zeynepten
bir, "Ohhhh!" çıktı. Yarağımın
tamamını almıştı amına. Biraz öyle hareketsiz
kaldı üstümde, amını dolduran yarağımın
tadını çıkardı. Sonra ufak ufak kalkıp oturmaya
başladı...
Atalay ise daha
Mürüvet'in göğüslerinde oyalanıyordu. Mürüvet de Atalay'a,
"Hadi, gir içime!" demeye başlayınca, Atalay
yarağını Mürüvet'in amına geçirdi. Daha sikişmeye
başlayalı birkaç dakika olmamıştı ki, içerden
çocuğun ağlama sesi duyuldu. Mürüvet Atalay'a, "Çekil çabuk,
kalk üstümden!" diyerek, sikişi yarım bırakıp,
altından çıktığı gibi çocuğunun yanına
koştu. Atalay siki elinde öylece kalakalmıştı, sikini
sıvazlayarak bizi seyrediyordu. Zeynebe, "Öne eğil iyice
aşkım!" dedim. Zeynep ne yapmak istediğimi anlamasa da öne
eğilmiş, memelerini göğsüme yapıştırmıştı.
Şimdi götü tümsek gibi iyice yükselmiş ve arkaya
çıkmıştı.
Zeynebin belinden
sımsıkı sarıldım ve Atalay'a, "Hadi ortak!"
dedim. Atalay olayı çakmıştı anında. Yatağın
üstüne çıkıp, dizlerini kırarak Zeynebin arkasına
yanaştı, yarağını tükürükleyip, götüne
bastırdı. Ben amında hareketsiz beklerken, biraz
uğraştan sonra soktu Zeynebin götüne. Daha önceleri ben götünü
sikerken fazla ıhılamayan Zeynep, şimdi bağırmamak
için kendini zor tutuyordu. Ben de bağırmasın diye
dudaklarına yumuldum. Zeynebin amında yarağımı
zorlukla hareket ettirebiliyordum. Atalay da pompalamayı deniyor, ama istediği
gibi oynatamıyordu yarağını Zeynebin götünde...
Zeynep ise her iki
deliğini dolduran yarakların sayesinde çok geçmeden orgazm oldu. Akan
amının suları şimdi yarağımın daha kolay
hareket etmesini sağlıyordu. Atalay'ın suratından böyle zevk
almadığı belli oluyordu, onun için ben çabucak
boşaldım ve yarağımı Zeynebin amından
çıkardım. Şimdi Atalay Zeynebin götüne pompalamaya
başlamıştı. Bense Zeynebin altında sadece yatıyordum.
Atalay da çabuk boşalır diye bekliyordum, ama herifin boşalmaya
niyeti yok gibiydi, kızın götüne pompaladıkça pompalıyordu.
Zeynebin ağırlığı altında ezilmiştim,
Atalay'a, "Bir saniye dur ortak, ben kalkayım!" dedim. Atalay
durdu, Zeynep de götünde yarak olduğu halde üzerimde dört ayak üzerinde
yükseldi. Ve ben altından çıkınca, Atalay Zeynebin götüne
pompalamaya devam etti. İnlete inlete sikiyordu kızın götünü...
Zeynebin
altında terden yapış yapış olmuştum, onlar
sikişmeye devam ederken ben banyoya girdim, duş almaya. 15-20 dakia
sonra banyodan çıktığımda, Atalay halen aynı
pozisyonda, busefer Zeynebin amını sikiyordu. Zeynep ise perişan
bir halde, "Hadi boşal artık!" diye yalvarıyordu. Bu
kadar uzun sürmesine şaşırmıştım,
"Oğlum noluyor lan, hap falan mı aldın?" dedim. Atalay
pis pis sırıtıp, biryandan da Zeynebin amına pompalamaya
devam ederek, "Hee ortak! Bir müşterimiz vermişti birkaç tane...
Denemek için yukarıya gelirken birini atmıştım...
İşe yarıyor valla!" dedi. Zeynebin perişan haline
üzülmüştüm, "Oğlum yeter lan bukadar, mahvettin kızı,
hadi tamam, çekil artık! Mürüvet'i sikersin!" dedim.
Atalay,
"Tamam ortak!" deyip çıktı Zeynebin amından. Zeynep
yatağa yapıştı anında, "Ufff anam, anammm, öldüm
geberdim!" diye söylenip duruyordu. Harbiden de Pert olmuş gibiydi
kızcağız. Zeynebin dağılmış
saçlarını yüzünden çekip, yanağına bir öpücük kondurdum ve
"İyi misin aşkım? Kalk bir duş al istersen?"
dedim. Zeynep ise gözlerini bile açmadan, "Öldüm bittim valla, hiç
kalkacak halim yok!" dedi. "İyi tamam aşkım, yat
dinlen sen!" dedim...
Atalay
koltuğa geçmiş, meyva yiyordu. Gözüm yarağına ilişti,
kazık gibi duruyordu. "Versene şu haplardan bir tane, ben de
deneyim!" dedim. Atalay pantolonuna uzanıp, cebinden bir tane
çıkarıp verdi ve "Yuttuktan yarım saat falan sonra etkisini
gösteriyor ortak!" dedi. Bardakların birinin dibinde kalan bir yudum
Şampanya ile yuttum hapı. Ben de yanındaki koltuğa oturdum
ve merakla hapın etkisini göstermesini beklemeye başladım.
Az sonra Mürüvet
diğer odadan çıktı ve "Üff be, zor uyuttum!" diyerek
bizim bulunduğumuz odaya girdi. Zeynebi yatakta Turşu gibi
yatıyor görünce de, "Buna ne oldu böyle? Ne yaptın kıza
Harun, dağıtmışsın kızı!" dedi. Ben de
kafamla Atalay'ı işaret edip, "Ben birşey yapmadım,
Atalay'ın eseri!" dedim. Mürüvet Atalay'ın kazık gibi
yarağını görünce, sevinçten ağzı kulaklarına
ulaşacaktı. Mürüvet yarım bıraktığı
sikişe devam etmek istiyordu. Ama yatak boş değildi, Zeynep
yatıyordu. Öbür odada da çocuk uyuyordu, orada da sikişmek
olmazdı.
Atalay
kalktı, dolapta yedek bulunan battaniyeleri alıp geldi, yere
halının üzerine serdi. Ve Mürüvet'i sırtüstü yatırıp
sikmeye başladı. Mürüvet'in amına olanca hızıyla
pompalıyordu. Yaklaşık 9-10 dakika sonra Mürüvet 'Ahhh, uhhh,
ayyy, aman, off!' diye inleye inleye Atalay'ın altında orgazm oldu.
Ama bu arada Atalay da yorulmuş, hareketleri gittikçe
yavaşlamıştı. Sonunda yarağını amından
çıkarıp, Mürüvet'in göbeğine, memelerine
fışkırttı döllerini ve Mürüvet'in yanına sırtüstü
attı kendini. Nefes nefese kalmışlardı. Birkaç dakika
dinlendikten sonra Atalay kalktı, Mürüvet'i de kaldırıp duşa
girdiler. Yıkanmaya gitmişlerdi, ama birkaç dakika sonra Mürüveti'n
inlemeleri gelmeye başladı. Herhalde bu sefer de götünden sikiyordu...
Sikiş bitip
te, yıkanıp geldiklerinde, Atalay saatine bakıp elbiselerini
topladı ve "Hadi ortak, giyin de gidelim!" dedi. "Lan
oğlum, tam da hap etkisini göstermeye başlayacakken nereye
gidiyoruz?" dedim. "Beste'yi sikmek istemiyor musun?" dedi. Ben
tabii Beste lafını duyunca başka bir şey sormadım.
Giyindik ve saçını kurulayan Mürüvet'e, "Bay bay!" deyip,
çıktık odadan. Aşağı inerken Atalay olayı
anlattı. Sırf ben bu gece Beste'yi sikeyim diye, normalde bugün
izinli olan başka bir resepsiyoncu kızı evinden arayıp
Otele gelmesini söylemiş. Doğrusu kızı
tanımadığım halde, benim sikimin keyfi yüzünden
kızın izin gününün piç olmasına üzülmüştüm.
Aşağıya
indiğimizde direkt Atalay'ın ofisine gittik. Atalay kapıyı
açıp, "Rahatına bak ortak, burda rahatsız eden olmaz, ben
Beste'yi gönderiyorum hemen!" deyip gitti. İçeriye geçip koltuğa
oturdum, bir sigara yaktım. Yarağımın da sertleşmeye
başladığını hissediyordum, hap etkisini gösteriyordu.
Pantolonumun içinde çadırı kurmuş beklerken, kapı
açıldı ve içeriye Beste girdi. Kız daha kapıyı
kapatmadan önümü görüp, "Oha! O ne öyle?" dedi. Kapıyı
kapatıp kilitlemesini söyledim. Kilitleyip yanıma geldi ve
"Harbiden, bunun hali ne böyle?" deyip güldü. Ben de gülerek,
"Sana kalktı aşkım, seni istiyor!" deyip ayağa kalktım
ve beline sarılıp kendime çekerek dudaklarına yumuldum.
Ayakta birkaç
dakika ateşli bir şekilde öpüştükten sonra Beste soyunmak
istedi. Ama ben, "Soyunma aşkım, sadece külodunu
çıkar!" deyip soyunmasını engelledim. Beste'yi üzerindeki
Otel üniformasıyla sikmek istiyordum. Boyu dizkapaklarına gelen
lacivert bir etek, üstünde de uzun kollu beyaz bir gömlek ve lacivert kravattan
oluşan bir üniforması vardı. Nedense Hostes, Hemşire veya
Garson gibi üniforma giyen kızlardan oldum olası tahrik oluyordum.
Beste, "Ama böyle rahat olmaz ki yaa!" diye mızmızlanarak
külodunu çıkardı. Ben ise pantolonumu çıkardım sadece. Boxerimi
de çıkardığımda, yarağım önümde bayrak
direği gibi dikilmişti.
Beste
yarağıma bakıp, "Mmmhhh!" diye dudaklarını
yalayıp ıslattıktan sonra eteğini yukarıya
toplayıp, önüme çömeldi. Yarağımı önce eline alıp
biraz sıvazladıktan sonra yalamaya başladı. Beste bu
işi iyi biliyordu, dişlerini hiç değdirmeden yarısına
kadar sokup sokup çıkarıyordu ağzına. Bunu yaparken de bir
eliyle bacağımdan tutunuyor, diğer eliyle ise taşaklarımı
avuçluyordu. Eğer yuttuğum hap olmasaydı, böylesine güzel bir
saksoya fazla dayanamaz, çabucak ağzına boşalırdım
herhalde. Beste de yarağımı iştahlı iştahlı
emerken, hemen boşalmadığıma
şaşırmış gibiydi. Sanki beni ağzıyla
boşaltmak ister gibi bir hali vardı.
Beste'nin
amını yalamak istiyordum, kolundan tutup ayağa
kaldırdım. Ve yönünü Atalay'ın çalışma masasına
dönderdim, masaya tutunup hafif domalmasını sağladım. Beste
eteğini yukarıya sıyırarak tam sikilme pozisyonu
almıştı, anlaşılan hemen sikeceğimi bekliyordu.
Arkasına çömelip, bembeyaz götünün yanaklarını iki elimle
yoğurup, birbirinden ayırdığımda, Kahverengi göt
deliğinin hemen altında hafif kıllı amının dudakları
da birbirinden ayrıldı...
Dilimi
amının pembe ve ıslak deliğine değdirdiğimde,
"Ohhhh!" sesi yükseldi Beste'den. Deli gibi yalamaya ve dillemeye
başladım amını. Suları yerlere akana kadar
yaladım amını. Sonra göt deliğini yalamaya geçtim. Dilimi
göt deliğine soktukça Beste zevkten çıldırıyor, tüm vücudu
titriyor ve inleme seslerine hakim olamıyordu. Sonunda dayanamadı ve
"Hadi sok artık yarağını!" diye yalvarmaya
başladı. Beste tam sikilecek kıvama gelmişti.
Ayağa
kalktım ve yarağımı amına geçirdim. Beste'nin,
"Ohhhh!" diye inlemesi eşliğinde yağ gibi
girmişti yarağım sulu amına. Daracık amının
içi fırın gibi yanıyordu. Kökleyip kaldım bir süre içinde.
Beste de kendini masaya yapıştırmıştı iyice,
kesik kesik nefes alıyordu. Sonra kafasını masadan
kaldırıp, "Hadisene, ne bekliyorsun!" dedi. Yavaşça
gidip gelmeye başladım. Hızımı artırarak
pompalıyordum amına. Birkaç dakika sonra Beste'nin, "Ahhh,
uhhh!" diye inlemeleri daha sesli çıkarken, masa da her darbemle
Beste'yle birlikte ileri geri gidip geliyordu. Beste orgazm olmak üzereydi,
vücudunun kasılmasından belli olmuştu bu. Sonunda çığlık
gibi uzun bir inlemeyle orgazm oldu. Ben pompalamaya devam edince de,
"Yeterrr, ben bittim!" deyip masadan doğrulmaya
çalıştı.
Yarağımı
amından çıkarıp arkasından çekildim. Beste de doğruldu,
ama dizleri titriyordu. Kendini en yakın koltuğa
attığında, "Ohhh be!" dedi. Yarağımı
sıvazlayarak önüne dikildiğimde ise, "Nolursun, biraz
dinleneyim!" dedi. Ben de, "Sonra dinlenirsin, arkanı dön!"
dedim. Götünden sikmek istediğimi anlamıştı,
suratını ekişeterek, "Ordan yapmasan aşkım yaa?
Çok acıyor!" dedi. Onun bu isteksizliği canımı
sıkmıştı. Kolundan tutarak, "Uzatma, dön hadi!"
dedim. Beste istemeye istemeye döndü arkasını, koltuğun
minderinde dizlerinin üzerinde durdu. Eteğini tekrar topladım yukarıya,
yarağımın başını dayadım göt deliğine.
Beste'nin,
"Aşkım yavaş yap nolursun!" demesine
aldırış etmeden yüklendim. Alıştırmadan
yarağımın başını zorlaya zorlaya sokup, Bestenin,
"Iğhhhh, yavaşşş!" demesini duymazdan gelerek
kalanını da bir seferde kökledim. Kudurmuş gibiydim, Beste'nin
götünü hayvanca sikmeye başladım. Deminki suratını ekşitmesinin
hırsını çıkarıyordum. Beste'nin, "Aşkım
yavaşş!" demeleri de, "Orospu çocuğu dur, istemiyorum!
Dursana piç!" gibi küfürlere dönüştü. Bu beni daha da
hırslandırdı, saçlarını elime dolayıp,
asılarak olanca gücümle ve hızımla sikmeye devam ettim götünü.
Böğürerek Beste'ye kenetlenip, götünün içine döllerimi
fışkırttığımda, koltuk da yarım metre geriye
kaymıştı.
Boşalmam
bitip de götünden çıktığımda, Beste dönüp ayağa
kalktı ve suratıma tokadı yapıştırdı. Bana
ettiği küfürlerin ve hakaretlerin ardı arkası gelmiyordu.
Belinden sarılıp kendime çektim ve dudaklarına yumuldum. Önce
dudaklarını kaçırmak istedi, "İstemiyorum!" diyerek,
ama sonra teslim olup karşılık verdi. Rahat bir 10 dakika
ateşlice öpüştük ayakta. Koltuğa oturduğumuzda Beste biraz
sakinleşmişti, ama bana halen kızgındı. "Manyak!
Salak!" diyerek kolumu çimdikleyip etimi kıvırdı. Sanki
götünün acısını anlamam için o da benim canımı yakmak
istiyor gibiydi. İtiraz etmedim, "Çimdikle aşkım,
istiyorsan kopar etimi! Bunu hak ettim!" dedim.
Beste çimdiklemeyi
bırakıp, "Sen var ya harbiden sapıksın! Hem Sadist hem
Mazoist'sin!" dedi. Gönlünü almak için, "Ne desen haklısın
aşkım, ama okadar güzel bir götün var ki, kendime hakim olamadım
işte! Şu ana kadar siktiğim en şahane göt seninkiydi!"
deyip dudaklarına bir öpücük kondurdum. Bu dediğim laflar hoşuna
gitmişti, "Ciddi güzel mi götüm? Biraz büyük değil mi?"
dedi. "Manyak mısın aşkım, harika bir götün var!"
dedim. "Ne bileyim, eski sevgilim bana hep 'Koca götlü' der dururdu!"
dedi. "Kusura bakma da, eski sevgilin malın tekiymiş!"
dedim. Bu konuşmayla Beste'nin keyfi tekrar yerine gelmişti. Bana
kızgınlığı geçmiş gibiydi. Biraz daha
öpüşüp, "Hadi, toparlanıp gidelim artık!" dedim.
Kalktık, ben boxerimi ve pantolonumu giydim. Beste de külodunu giydi,
üstünü başını, saçlarını düzeltti ve çıktık
ofisten. Beste'yi sünnet olmuş çocuklar gibi yürürken görünce
dayanamadım güldüm. "Gülme Manyak!" diye kolumu çimdikledi yine.
Birlikte
resepsiyona gittiğimizde, Atalay da ordaydı, Beste'nin yerine gelen
kızla samimi bir şekilde birşeyler konuşuyordu, bizi
görünce konuşmayı kesti. Beste saatine bakıp, "Atalay bey,
ben eve gidiyorum. Servisi kaçırmayım!" dedi. Atalay da,
"Tamam Beste hanım, yarın da izinlisin!" deyince, Beste
bana bakıp gülümseyerek gitti. Atalay bana, "Gel kanka, biz de
şöyle lobiye geçelim!" deyip, resepsiyondaki kıza da,
"Halime hanım, bize iki tane orta şekerli Türk kavesi
gönderir misin!" dedi. Kız Atalay'a, "Tabii efendim!" dedi.
Ama bana da kaşlarını çatarak, yüzünde garip bir ifadeyle, dik dik
baktı. Niye öyle baktığına anlam verememiştim, üstelik
ilk defa görüyordum Halime denen bu kızı...
Kahvelerimiz
geldi, içtik, sohbet ettik Atalay'la. Beste'yle sikişimizin nasıl
geçtiğini falan sordu, anlattım. Yorgundum, ayrıca uykum
gelmişti. Atalay'la vedalaşıp, odaya çıktım. Mürüvet diğer
odada çocuğuyla birlikte uyuyordu. Kısa bir duş alıp,
Zeynebi uyandırmadan yanına yattım. Resepsiyondaki Halime'nin yüz
ifadesi kafama takılmıştı, (Acaba ne alıp
veremediği var benimle?) diye düşünürken, göz kapaklarım
kapandı, uykuya daldım...
[Harun]
Köyümüzün Amcıkları
Tüm Bölümleri
|