Köyümüzün Amcıkları, İzmirin Amcıkları... (42) (Harun 22 Y., İzmir)
Sonunda
sabırsızlıkla beklediğim gün gelip çattı.
Kaynanamı İzmir'de havaalanında beklerken, sigaranın birini
söndürüp ötekini yakıyordum... Kaynanam nihayet çıkış
kapısında göründü. Çiçekli başörtüsü ve uzun pardesüsü ile
diğer yolcuların arasında hemen farkediliyordu. Omzunda
asılı ve sımsıkı tuttuğu çantasının
haricinde, tekerlekli küçük bir de valizi vardı. Gülümseyerek yanına
gittiğimde, kaynanam, 'Hoşgeldin!' dememe bile fırsat vermeden
kollarını açtı ve "Gel önce bir sarılayım
sana!" diyerek sarıldı. Ben durur muyum, ben de ona
sarıldım. Pardesüsüne rağmen göğüslerinin
sıcaklığını hissedince çıldıracaktım.
Pahalı bir parfüm kokusu geliyordu ayrıca...
Kaynanam, "Nurcan
sıkı sıkı tembihlediydi, Harun'a benim yerime sarıl,
kocaman öp onu, çok özlediğimi söyle ona dediydi!" diyerek,
yanaklarımı şapur şupur öpmeye başladı.
Dudaklarıma yakın öpüyordu, bunu kasıtlı
yaptığından emindim... Kaynanam Almanya'yı arayıp,
sağ salim geldiğini haber verdikten sonra, valizini ben aldım ve
otoparka doğru yürümeye başladık. Kaynanam, "Çantamı
kapıp kaçmasınlar! Paralar çantada!" deyip koluma girdi...
Kaynanama, "Hemen yola
çıkalım mı, yoksa bu gece bizim İzmir'deki evde kalıp,
sabah mı çıkarız yola?" diye sorduğumda,
"Annenler de İzmir'deler mi?" diye sordu. Ben, "Yok,
köydeler!" deyince, kaynanam biraz düşünüp, "Sabah
çıkalım!" dedi. Bunu demesi benim için yeterliydi, bu gece ne
yapıp edip kaynanamı sikecektim. Ama kolay mı olacaktı, yoksa
beni uğraştıracak mıydı, orasını henüz
bilmiyordum.
Arabaya bindiğimizde,
kaynanam halen omzunda asılı çantasını
sımsıkı tutuyordu. Üstelik pardesüsünü de
çıkarmamıştı. "İstersen çantayı arka
koltuğa bırak, rahat otur! Korkma, arabada çantaya birşey
olmaz!" dedim. "Doğru ya!" deyip çantasını arka
koltuğa bıraktı. Sonra da pardesüyü çıkarıp, onu da
çantanın üzerine koydu. Emniyet kemerini taktı, ama rahat edemedi.
Kemeri çekiştirdi, gömleğini çekiştirdi. Yine de rahat
edemeyince, "Bu arabanın kemeri otomatik ayarlanmıyor mu?"
dedi. Doğrusu ne demek istediğini anlamamıştım, ama,
"Takma istersen, 15-20 dakika sonra evdeyiz zaten!" dedim.
Kemeri takmadı, ama
busefer de koltuğun hiç konforlu olmadığından
yakınıp, koltuğun ayarlarıyla oynadı biraz ve "Bizim
arabanınki elektrikli ayarlanıyor, şurasında düğmeleri
var. Hatta düğmenin birine basınca sırtıma masaj
yapıyor!" dedi. (Ananın amından çıkarken koltuğu
masaj yapan arabayla mı çıktın, amına koduğumun
orospusu!) dememek için zor tuttum kendimi, "Yok, bu sizinki gibi Lüx
değil. Hem bu araba babamın, benim arabam yok zaten!" dedim.
Kaynanam elini
bacağımın üstüne koyup, "Canım benim, arabam yok diye
üzülme! Biliyorsun, kayınbaban sana bizim arabayı verecekti, ama
arabanın kağıtlarında bazı problemler varmış,
o yüzden Türk plakasına çevrilemiyormuş. Merak etme, ben sana daha
iyisini alırım burdan! Sen yeterki Nurcan'ımı mutlu
et!" deyip, bacağımı sıvazladı. Ramazan
çavuş arabayı vermemek için resmen kıvırtıyordu. Ama
istediği kadar kıvırtsın, Ramazan çavuşun ipi
kaynanamın elindeydi ve kaynanamın da tek derdi
kızının mutlu olmasıydı. Elimi kaynanamın elinin
üstüne koydum ve elini okşayarak, "Senin gibi bir kaynanam
olduğu için çok mutluyum!" dedim. "Canım benim, ben de
senin gibi bir damadım olduğu için çok mutluyum!" dedi...
İzmir'e varıp, eve
girdik. Daha oturmadan kaynanam valizi açıp, bir karton sigara, bir
şişe Viski, bir şişe Parfüm ve büyük bir kutu da çikolata
çıkarıp verdi bana. Parfümle çikolatayı Nurcan göndermiş,
sigarayı ve Viskiyi de kendisi Free-Shop'tan almış. Hediyeler
için teşekkür edip, yanaklarından öptüm ve sarıldım. Yine
vücudunun sıcaklığı ve parfüm kokusu içimi bir hoş
etmişti. Dayanamadım, burnumu boynuna yaklaştırıp
parfümünü kokladım. Kokladığımı farkedince, "Ter
kokuyorum değil mi?" dedi. "Yok valla, çok güzel parfüm
kokuyorsun!" dedim. Ama kaynanam huylanmıştı, "Sen
bana banyonun yerini göster, ben bir duş alayım! Hem de üzerime rahat
birşeyler giyeyim, evdeyiz nasıl olsa!" dedi... Kaynanam banyoya
girdiğinde, ben de üzerimi değiştirip, tişört ve
eşofman altı giydim. Sonra da telefonla Pizza siparişi verdim...
Kaynanam duş alıp
çıktı. Vücuduna oturan bir tayt ve tişört giymişti.
Başörtüsü de yoktu. Gerçi izlediğim videoda kaynanamı
çırılçıplak görmüştüm, ama böyle de vücudunun tüm
kıvrımları detayına kadar belli oluyordu. Vücudunu
süzdüğümü görünce, kaynanam gülümseyerek, "Öyle bakma Harun,
göbeğimde ve popomda fazladan bir-iki kilomun olduğunu
biliyorum!" dedi. Tecrübelerime göre bunu diyen bir kadın, öyle
olmadığını duymak isterdi. Ama ben, "Göbeğin
okadar değil de, poponda biraz fazlalık var!" dedim.
Kaynanamın yüzündeki
gülümseme kayboldu ve "Okadar da zayıflamaya
çalışıyorum! Çok mu belli oluyor popomdaki
fazlalıklar?" diye sordu. Yanına gidip, "Şöyle bir dön
bakayım!" dedim. Kaynanam arkasını döndü. Taytın
altına giydiği Tanga külotunun hatları belli oluyordu. Tanga
giymiş olması, kaynanamın sikişmeye
hazırlıklı olduğu düşüncesini uyandırdı
bende. Elimi önce beline koyup, yavaşça aşağı
kaydırdım ve poposunu elleyerek, "Şuralarında
fazlalıklar var, ama sana yakışıyor! Bence hiç
zayıflamana gerek yok! Böyle süpersin!" dedim. Kaynanam heyecanla,
"Ay ciddi mi söylüyorsun?" deyip döndü. Duştan sonra yine parfümlenmişti.
"Evet, çok ciddiyim! Bak
Nurcan duyarsa kıyamet kopar, ama söylemeden de edemeyeceğim, çok
sexy bir vücudun var!" dedim. Kaynanamın yüzünde gülümsemesi tekrar
belirdi ve "Merak etme, benim ağzım sıkıdır! Ama
kıyamet dedin de, asıl kıyametin büyüğü, bu gece burda
kaldığımız duyulursa kopar! Onun için herkese, bu gece
otelde, ayrı odalarda kaldığımızı
söyleyeceğiz, tamam mı?" dedi. Ben de, "Benim
ağzım da sıkıdır, sen nasıl istersen öyle
söyleriz! Ayrıca paylaştığımız herşeyin
aramızda kalacağını bilmeni isterim!" dedim. Kaynanam,
"Canım benim, seninle çok güzel
anlaşacağımızı biliyordum!" deyip,
yanağıma bir öpücük kondurdu. Ben de tam onun dudaklarına
yumulmayı aklımdan geçiriyordum ki, o sırada kapının
zili çaldı, Pizzalar gelmişti...
Pizzalarımızı
yedikten sonra kanepeye geçtik oturduk. Bana verdiği hediyeler sehpada
duruyordu. Viski şişesine uzandım ve "Şimdi Viski
içelim desem, sen oyunbozanlık yapıp, içmezsin!" dediğimde,
"Ama bak sarhoş olursam beni avutmak zorunda kalırsın. Daha
önce hiç içmedim, ona göre!" dedi. Amına koduğumun orospusu daha
önce hiç içmediği konusunda resmen yalan söylüyordu. İzlediğim
videoda Alexandra'nın ikram ettiği Viskileri su içer gibi
götürüyordu...
Bir an şeytan dürttü
(Bütün yalanlarını yüzüne vur, bildiğin herşeyi anlat,
sonra da yatır zorla sik orospuyu!) diye, ama şeytana uymadım.
Gülümseyerek, "Valla benim de içkiyle pek aram yok, belki ben senden önce
sarhoş olurum ve sen beni avutmak zorunda kalırsın!" deyip,
gittim bardakları getirdim.
Bardakları doldurup,
birini kaynanama verdim. Kaynanam bardağını kaldırıp,
"Prost!" dedi. "Ben öyle Prost'tan falan anlamam, neye
içiyoruz?" dedim. Kaynanam, "Ohalde Nurcan'la mutluluğunuza
içelim! Sevginiz ebedi olsun, mutluluğunuzu kimse bozmasın!"
dedi. Ben de, "Merak etme, mutluluğumuzu hiç kimse bozamaz! Nurcan'ı çok seviyorum ve ne olursa olsun sevmekten asla
vazgeçmeyeceğim!" deyip, tokuşturduk bardakları. Bu
cümlelerimin kaynanamı müthiş rahatlattığını
görebiliyordum. Keyifle yudumladı Viskisini.
Ben de bir yudum alıp,
yalandan yüzümü ekşittim ve "Boğazımı yaktı!"
dedim. Kaynanam, "Ah canım benim, kıyamam ben sana!"
diyerek çikolata kutusuna uzanıp, bir parça çikolata aldı ve
ağzıma verdi. Çikolata ağzımda erirken,
"Mmmmhhh!" deyip, uzandım bir parça çikolata da ben aldım
ve kaynanamın ağzına verdim. Kaynanam bir kahkaha atıp,
"Şu halimize bak ayol, bizi böyle bir gören olsa, bizi Damat-Kaynana değil de, romantik bir gece geçiren iki sevgili sanır! Evde
başbaşayız, Viski içiyoruz, birbirimizin ağzına çikolata
veriyoruz, sadece mum ışığı ve müzik eksik!" dedi.
Mesajı
almıştım. Kalktım mutfağa gittim. Annem mumları
mutfak masasının çekmecesine koyar hep. Bir mum getirip yaktım.
Müzik setine de Slow CD'lerimden birini taktım. Salonun
ışığını kapayıp, kaynanamın yanına
gittim ve elimi uzatıp, "Hadi sevgilim, dans edelim!" dedim.
Kaynanam yine bir kahkaha atıp, "Ayol sen daha içmeden sarhoş
oldun! Ne Sevgilisi? Ne Dansı? Gel otur şuraya, Damat-Kaynana
olduğumuzu unutma!" dedi.
Kaynanamın elini tutup
zorla kaldırdım ve "Unuttun mu sevgilim, Damat-Kaynana bu gece
otelin birinde, ayrı ayrı odalarda kalıyorlar!" dedim.
Kaynanam gülerek, "İlahi Harun, çok şakacısın! Hadi
kırmayım seni, ama sadece bir dans, bu şarkı bitince
otururuz!" deyip kollarını boynuma doladı, ben de beline
sarıldım ve dans etmeye başladık. Kaynanam
yanağını yanağıma yapıştırıp,
vücudunu da vücuduma iyice bastırmıştı. Benim yarak durur
mu, hemen kazık gibi oldu tabii. Kananam yarağımı
hissettiği halde vücudunu bastırmaya devam ediyordu...
Kaynanam sadece bir
şarkı demişti, ama ikinci şarkı da bitmiş, üçüncü
şarkı çalıyordu ve biz halen dans ediyorduk. Bu arada elimi
tişörtünün altına sokmuş, çıplak belini okşuyordum. Ve
kaynanam halinden memnundu, hiç sesini çıkarmıyordu. Ama elimi taytının
içine sokup poposunu ellediğimde, "Çek elini ordan!" diyerek
uyardı beni. Ben ise elimi çekmek yerine, poposunu iyice avuçladım ve
aynı zamanda da dudaklarına yumuldum. Kaynanam
karşılık vermedi ve dudaklarını kaçırmak istedi.
Fakat ben poposunu yoğurarak, dudaklarını öpmeye devam ettim.
Kaynanam göğsümden ittirince bıraktım öpmeyi. Kaynanam burnundan
soluyarak, "Bu yaptığımız hiç doğru
değil!" dedi.
Orospunun
kırdığı cevizler kırkı geçmişti, ama halen
doğruluktan bahsediyordu. Aslında o anda söyleyecek çok şeyim
vardı, ama konuşmaya bir başlasam bu iş kötü sonuçlanacaktı.
Hatta Nurcan'la aramızdaki herşeyi de bitirmem gerekiyordu. Ama
Nurcan'ı çok seviyordum. Ayrıca kaynanam 'Kirli
Çıkı' idi, epey bir para tırtıklayabilirdim. Onun için
o konulara hiç girmeyip, Trip atmaya karar verdim ve "Haklısın,
özür dilerim! Hadi eşyalarını toparla, gidiyoruz!" dedim.
Kaynanam
şaşırmıştı, "Anlamadım, nereye
gidiyoruz?" diye sordu. Ben de, "Herhangi bir otele gidip, ayrı
ayrı odalarda kalacağız, Damat-Kaynana gibi!" deyip, salonun
ışığını açtım, mumu söndürdüm, müziği
kapadım. Kaynanam Dut yemiş Bülbül gibi olmuş, ne
yapacağını bilmez bir halde dikiliyordu. "Ee, hadi,
gidiyoruz!" dedim. Kaynanam, "Bunu bana yapma Harun!" diyerek
ağlamaya başladı. Orospu ne emmeye geliyordu, ne gömmeye!
Yanına gittim ve
omuzlarından tutarak, "Ne oldu, niye ağlıyorsun?
İstediğin bu değil miydi?" diye sordum. Kaynanam gözlerimin
içine bakarak, "Beni hiç anlamıyorsun Harun! Senin istediğini
ben senden daha çok istiyorum, ama..." dediğinde, "Aması
falan yok aşkım!" deyip dudaklarına yumuldum. Kaynanam
busefer karşılık verdi ve salonun ortasında deli gibi
öpüşmeye başladık...
10 dakika sonra da benim
odamdaydık. Nurcan'ı siktiğim yatakta şimdi kaynanamla
öpüşüyorduk. Çırılçıplak soyunmamız fazla sürmedi.
Sevişirken kaynanam birşey diyecek oldu, ama ben, "Şimdi değil
aşkım, sonra konuşuruz!" deyip susturdum. Kaynanamın
göğüslerini epey bir yalayıp, emdikten sonra elimi amına
attım. Türkiye'ye gelmeden hemen önce ağda yapmış
olmalıydı, amı kaymak gibiydi. Aşağı kayıp
amını incelemeye başladığımda, kaynanam, "Ne
oldu, niye inceliyorsun?" diye sordu. Ben de, "Nurcan'ın
çıktığı deliği merak ettim sadece
aşkım!" dedim. Kaynanam, "İlahi Harun, çok
alemsin!" deyip güldü ve "Hoşuna gitti mi bari?" diye
sordu. "Evet, harika amın var aşkım! Nurcan gibi güzel bir
kız anca bukadar güzel bir amdan çıkabilirdi zaten!" dedim.
Amına bir öpücük kondurup kalktım ve "Hemen geliyorum
aşkım!" deyip, bir koşu gittim, salondan çikolata kutusunu
alıp geldim.
Kaynanam elimde çikolata
kutusunu görünce gülümsedi. Bir parça çikolata alıp, "Kapa gözlerini
aşkım!" dedim. Kaynanam gözlerini kapayıp,
ağzını açtı. Ağzına verceğimi
sanıyordu, ama ben çikolatayı amına soktum. Kaynanam,
"Napıyorsun ayol?" dedi. Gözlerini de açmıştı, ne
yaptığımı görmeye çalışıyordu.
"Şşşt, sakin ol aşkım, birşey
yapmıyorum!" deyip, birkaç parça çikolata daha soktum amına.
Sonra amını yalamaya başladım. Kaynanam hem gülüyor, hemde
aldığı zevkten debeleniyordu. Bir süre sonra amındaki
çikolatalar eriyip, dilime gelmeye başlamıştı...
Yalamayı
bırakıp, amına yarağımı soktuğumda
kaynanamdan derin bir, "Ohhhh!" çıktı. Fakat henüz
amını sikmeyecektim. Yarağımı amının içinde
biraz oynatıp çıkardım. Ve çikolataya bulanmış
yarağımı kaynanamın ağzına verdim. Kaynanam,
"Mmmhhh! Mmmhhh!" diye sesler çıkararak iştahla emiyordu
yarağımı. Yarağımdaki çikolataları yalayıp
bitirdiğinde, ben tekrar amını yalamaya geçtim. Kaynanam
artık çıldırmak üzereydi, "Kurban olurum yeter, sik
hadi!" diye inliyordu...
Yarağımı
amına kökleyip, hareketsiz bekledim. Kaynanam altımda, "Ne
duruyorsun, sik hadi! Hadi, hadiii!" diye kıvranıyordu.
Yavaş yavaş pompalamaya başladım, tadını
çıkara çıkara sikiyordum, nasıl olsa bolca vaktimiz vardı.
Kaynanam, "Niyetin beni öldürmek mi? Hızlı siksene!"
diyerek tırnaklarını sırtıma geçirince,
"İstersen sen üste çık aşkım!" deyip amından
çıktım. Kaynanam hiç vakit kaybetmeden beni sırtüstü
yatırıp üstüme çıktı, yarağımı amına
yerleştirip, deli gibi hoplamaya başladı. Okadar hırsla
zıplıyordu ki, böğürerek orgazm olması uzun sürmedi...
Öne eğilip
dudaklarıma yumuldu. Amı halen kasılıp gevşiyor, sanki
yarağımı sağıyordu. Biraz sonra üstümden indi.
Yarağımın kazık gibi durduğunu görünce, "Sen
boşalmadın mı?" diye sordu. "Yok, daha
boşalmadım!" deyince, "Nasıl istiyorsun, yatayım
mı, domalayım mı?" diye sordu. Amından akmış
olan çikolatalar, yarağımı, taşaklarımı ve
kasıklarımı yapış yapış etmişti.
Kaynanamın da amı ve kasıkları yapış
yapıştı. Kalktım, "Aşkım gel, önce
temizlenelim!" diyerek elinden tutup, kaynanamı da
kaldırdım ve banyoya gittik.
Duşun altında
şampuanla birbirimizi yıkadık. Duş süzgecinin
başlığını çıkardım ve hortumu amına
sokup, amının içine de bolca su tuttum. Amının içi de
tertemiz olmuştu. Biraz öpüşüp elleştikten sonra,
"Arkanı dön aşkım! Biraz eğil, musluktan tutun!"
deyip, kaynanamı hafif domalttım. Götünün deliğine şampuan
döktüğümde, kaynanam götünü sikeceğimi anlamıştı.
Doğrulmaya çalışıp, "Ordan hiç
yaptırmadım..." dediğinde, "Şşşt, bozma
pozisyonunu aşkım!" dedim. Orospu yine yalan söylüyordu. Videoda
Alexandra belden bağlamalı yarakla evire çevire sikiyordu
kaynanamın götünü.
Yarağıma da biraz
şampuan döküp, dayadım götüne ve kökledim. Kaynanam bastı
çığlığı. Numara yapıyordu orospu. Hiç oralı
olmadım, pompalamaya başladım götüne. Kanırta kanırta,
kökleye kökleye sikiyordum götünü. Kaynanam ise, "Ağhhh, ufff,
yavaş, acıyor, ağhhh, anammm, offf, uyyy, kurban olurum
yavaşşş!" diyerek, ilk defa götü sikiliyor numarasına
devam ediyordu...
Rahat bir 10-15 dakika siktim
kaynanamın götünü ve sonunda kenetlenip boşaldım götünün
içine... Bir süre öyle kaldıktan sonra yarağımı
çıkardım. Kaynanam ise, "Ağhhh, mahvettin götümü, öldürdün
beni!" diye söylenerek döndü. İlk defa götü sikiliyor
numarasını yediğimi düşünüyor olmalıydı ki,
suratında (Bak kıymetimi bil, daha önce hiç kimseye
siktirmediğim götümü sana siktirdim!) der gibi bir ifade vardı.
Dudaklarından öptüm,
"Muhteşem bir götün var aşkım, Alexandra'nın götü bile
bukadar zevk vermemişti bana!" dedim...
[Harun]
Köyümüzün Amcıkları
Tüm Bölümleri
|