Köyümüzün Amcıkları, İzmirin Amcıkları... (45) (Harun 22 Y., İzmir)
Hiç konuşmadan bir süre
öyle kaldık. Yarağım kaynanamın götünün içinde
sertliğini kaybedip küçülünce, üzerinden kalktım. Masadan bir tutam
peçete aldım, yine önce yarağımı, sonra da kaynanamın
götünü sildim. Sonra da poposuna bir şaplak atıp, "Tamam,
kalkabilirsin!" dedim. Kaynanam kalktı, döndü, ama
ağlıyordu.
"Yine ne oldu amına
koyum, niye ağlıyorsun? Orospu dememe mi gücendin? Küfür etmeme mi
kızdın?" diye sordum. Kaynanam, "Yok erkeğim, niye
güceneyim, niye kızayım? Kocam değil misin, küfür de edersin,
döversin de! Mutluluktan ağlıyorum, seni çok seviyorum,
aşkım benim!" deyip dudaklarımı öpmeye başladı.
Nasıl davranırsam
davranayım, bu manyak karıdan kurtulamayacaktım. Belki
kurtulmama gerek de yoktu. Güzelce işlersem, belki her istediğimi
yaptırabilirdim. Öyle olursa da, elimin altında olması
işime gelirdi.
"Ben de seni çok seviyorum
aşkım, hadi birer kahve daha yapta içelim!" dedim. Kaynanam
çocuk gibi sevinerek, "Hemen yapıyorum aşkım!" diyerek
kalktı kahve yapmaya gitti. Ben de o arada babama telefon açıp,
Ramazan çavuşun bana arabasını gönderdiğini, gümrük
işlemlerinin nekadar süreceğini bilmediğimizi, onun için İzmir'de
birkaç gün kalacağımızı, merak etmemelerini söyledim.
Kaynanam kahveleri yaptı
getirdi. Birer de sigara yaktık. Kaynanam, "Biliyor musun
aşkım, şu an okadar çok mutluyum ki, kendimi seninle
Balayındaymışım gibi hissediyorum!" dedi. Ben de,
"Bak ne diyeceğim, istersen kahvelerimizi içtikten sonra evden
ayrılalım, gidelim Lüx bir otele yerleşelim, araba gümrükten
çıkana kadar birkaç gün hem keyif yapalım, hem o avradını
siktiğim Hödüğün biraz paralarını yiyelim!"
dedim.
Kaynanam bu teklifim
karşısında coşmuştu, "Tamam
aşkım!" diyerek hemen sigarasını söndürdü, kahvesini
bir dikişte bitirdi, hazırlanmaya gitti. Ben de kahvemi ve
sigaramı bitirip, evi şöyle bir toparladım, sonra da giyindim.
Eşyalarımızı da aldık, çıkmaya
hazırdık. Kaynanamda sike sürülecek kadar akıl
olmadığı gibi, giyim konusunda da çok zevksizdi. Koluna da yine
Burma bileziklerini takmıştı. Kaynanamın
akılsızlığına çare yoktu, ama en azından giyimini
kuşamını değiştirip, onu köylü görüntüsünden biraz
olsun kurtarabilirdim. Kıyafetin bir insanı nasıl
değiştirdiğini Yeter'de görmüştüm...
Taksiye atladık,
İzmir'in en Lüx otellerinden birine gittik, bir oda tuttuk.
Eşyalarımızı odaya bırakıp çıktık,
direkt bankaya gittik. Paranın 700.000 Euro'sunu benim hesaba
yatırdık, 60.000 Euro'nun yanımızda kalmasına karar
verdik. O paradan da kendime biraz harçlık alıp, gerisini yine
çantasına koyması için kaynanama verdim. Bankadan sonra meşhur
bir kuyumcuya gittik. Kaynanamı ikna ettim, bileziklerin hepsini
sattık, onun yerine yüzük, kolye ve küpeden oluşan çok şık
pırlanta bir set aldık. Bu küçük değişim bile kaynanama ayrı
bir hava vermişti. Kaynanam ısrarla bana da altın künye, kolye falan
almak istediysede, ben erkekte Saat haricinde sevmiyordum takı
olayını. Onun için bana sadece çok güzel bir Saat aldık.
Kuyumcudan sonra kaynanamı
İzmir'in en Lüx Butiklerinden birine götürdüm. Butikte erkek reyonu da
vardı, ama ben kendim için birşey almayacağımı
söyledim. Ben, bana ikram edilen kahveyi içerken, orta yaşlı bir
kadınla genç bir kız, bir de tuhaf kılıklı bir adam
kaynanamın etrafında fır dönüyorlar, kaynanama kıyafet üstüne
kıyafet gösteriyorlardı. Kaynanama yakışan bir giyim
tarzı bulana kadar nerdeyse 1 saate yakın uğraştılar.
O orta yaşlı kadın Butiğin sahibiymiş, kadın
işi biliyordu, benim sıkıldığımı farketti ve
genç kıza birşeyler söyledi. Kesin beni oyalaması için
görevlendirmişti kızı.
Kız yanıma geldi,
tanıştık. Kızın adı Rengin imiş,
tezgahtarmış. Yaşını sormadım, ama 25
yaşında falan vardı. Rengin bana, "Hanımefendi anneniz
mi?" diye sordu. Şimdi 'Kaynanam' desem Karizmayı çizdirecektim.
Gülümseyerek, "Yok değil! Bu konuyu hiç karıştırmayalım
istersen!" dedim. Rengin de gülümseyerek, "Haa, anladım!"
dedi ve fısıldayarak, "Böyle bu karı gibi çok müşteri
geliyor buraya! İstersen telefon numaranı ver bana, bazen bana
şey soruyorlar... anla işte, senin gibi birilerini tanıyıp
tanımadığımı soruyorlar!" dedi. Rengin benim
Jigolo olduğumu düşünmüş ve anında aramızdaki resmiyeti
kaldırıp, senli benli olmuştu.
Doğrusu durumun o
şekilde anlaşılabileceğini hiç düşünmemiştim.
Kızı bozmamak için Jigolo olmadığımı söylemedim
tabii. Gözümle kaynanamı işaret ederek, "Burda sigara
içebileceğim bir yer var mı?" diye sordum. Rengin
anlamıştı, "Var, var tabii! Ben göstereyim!" dedi.
Kaynanama, "Aşkım, ben sigara içmeye gidiyorum!" diye
seslendim. Ben aşkım diye hitap edince kaynanam da gülümseyerek,
"Tamam sevgilim!" dedi. Rengin'le birlikte Butiğin arka
kısımındaki teras gibi bir yere geçtik.
Bir sigara yakıp, Rengin'e
numaramı verdim. O da bana verdi numarasını, kaydettim.
Rengin'e, "Ama önümüzdeki haftalarda müsait değilim, bir iki hafta
daha bu karıyla birlikteyim!" dedim. Rengin, "Ohhh, köşesin
yani! Seni haftalık tuttuğuna göre epey para var karıda
desene!" dedi. Ben de, "Karıda bok gibi para olmasa zaten
kahrı çekilmez! Şu halime bak, karının sikicisi miyim,
uşağı mıyım belli değil! Normalde ben
karılarla böyle alışverişe falan gitmem!"
dedim. Rengin, "Eee, ne yapacaksın, madem iyi para veriyor, mecburen
katlanacaksın! Şey, sorması ayıp olmasın da, günlük
nekadar alıyorsun?" diye sordu.
O piyasayı hiç
bilmediğim için böyle bir soruya hazırlıklı değildim.
"Valla değişiyor, öyle belli bir rakam yok, ne uygun görürlerse
veriyorlar!" diye kaçamak bir cevap verdim. Ama Rengin bu cevapla
yetinmedi, "Mesela bu karı sana haftalık nekadar veriyor?"
diye sordu. Sırf birşey söylemiş olmak için, "Haftalık
5.000 Dolar!" diye salladım. Miktarı duyunca Rengin'in gözleri büyüdü
ve "Oha! Ulan biz o paraya burda 1 sene Eşşek gibi
çalışıyoruz! Bu karılar nerden buluyorlar bu paraları?
Evli mi bu karı?" dedi. "Evet evli. Kocası Almancı.
Herif çok zengin, karı da işte böyle yiyor paraları!"
dedim. Rengin gülerek, "Bu karınınki gibi zengin bir koca da ben
mi bulsam kendime? O zaman bir haftalığına da ben
kiralardım seni!" dedi ve hemen ardından, "Şaka, şaka!"
diye de ekledi.
Ben de gülerek elimi dizine
koydum ve "Aşkım, bunun için zengin koca bulmana gerek yok,
senin gibi güzel bir kızı ben zevkim için sikerim!" dedim. Rengin heyecanlanmıştı.
Patronunun yanında hanım-hanımcık ve resmi davranan
Rengin'le yalnızken böyle amlı sikli konuşabilmek hoşuma
gitmişti. Çok kafadengi ve harbi bir kızdı. Ayrıca fiziği
de gayet düzgündü. Öyle manken gibi bir güzelliği yoktu gerçi, ama yine de
fena sayılmazdı. Kafamdaki sikilecek hatunlar listesine ekledim
Rengin'i.
Ama o anda benim aklıma kaynanamla ilgili
bambaşka bir fikir geldi. Belki Rengin yardımcı olabilirdi bana
bu konuda. Elimi dizinden çekip, "Neyse şakayı boşverelim
de, sana başka birşey soracağım. Bu akşam için masaj
yapacak iki tane Biseksüel kız lazım bana, mutlu sonla biten
masajlardan yapacaklar! Var mı öyle bildiğin kızlar? Veya
bulabilir misin?" diye sordum. Rengin gülerek, "Ayıpsın,
bulurum tabii! Ama komisyonumu da alırım! Eve mi gelecekler?"
diye sordu. "Otele gelmezler mi?" deyip, otelin ismini söyledim.
Rengin, "Ohooo, o otelin ismini duyunca koşa koşa
gelirler!" dedi.
"Tamam, sen
kızları ayarlayıp beni ara!" deyip, 100 Euro
çıkardım, "Al, komisyonunu da peşin vereyim!" dedim.
Rengin, "Saçmalama, ben şaka yapmıştım, koy o
parayı cebine, beni işten mi attıracaksın, benim
bahşiş bile almam yasak!" dedi. Parayı geri cebime koydum
ve "Ohalde müsait olduğumda bir akşam seni güzel bir yere
yemeğe götürürüm, anlaştık mı?" dedim. "Bak o
olur işte! Anlaştık!" dedi. Sigaram bitince tekrar ön
kısma gittik.
Butiğin sahibi
kadının sevinçten ağzı kulaklarına
varıyordu. Kaynanam bir sürü ayakkabı,
çanta, sexy iç çamaşırları ve kıyafetler
almıştı. En son giydiği kıyafeti üzerinden
çıkarmadı, sadece etiketini kesip aldılar. Kasaya gittik.
Yanımızda okadar Türk Lirası olmadığından,
kaynanam Euro ile ödedi. Aldıklarımızı göndermek için kaldığımız
otelin adını ve oda numarasını aldılar. Kadın
kaynanama, "Güle güle kullanın efendim, yine bekleriz!" deyip
tokalaştı. Benimle tokalaşırken, ben kahve için
teşekkür edince, kadın gülümseyerek, "Afiyet olsun!
Alışveriş önemli değil, sadece kahve içmeye de bekleriz!"
dedi. Nedense kadının elimi bırakmak istemediği fikrine
kapıldım.
Butikten
ayrılıp, kaynanamla biraz İzmir'in güzel yerlerini gezdik
dolaştık. Sonra da bir Taksiye atlayıp otele döndük. Butikten
aldıklarımızı Resepsiyona teslim etmişlerdi, paketleri
alıp odaya bıraktık. Sonra da akşam yemeği için
aşağıya indik. Bugüne kadar bu oteli hep uzaktan görüyordum, ama
kalitesini ve aşırı yüksek fiyatlarını duyuyordum hep.
Dedikleri kadar Lüxtü. Ama bu Lüx, bu kalite, bu yaşam tarzı, insanda
kısa sürede bağımlılık yapabilirdi.
Otelin restoranında
canlı müzik eşliğinde yemeğimizi yerken, ben biryandan da
çaktırmadan etrafı kesiyordum. Diğer masalardan birkaç
kadınla gözgöze geldim. Hepsi de ortayaş ve üstü kadınlardı
ve sadece bir tanesi yalnızdı, diğerlerinin yanında
birileri vardı. Hoş benim yanımda da kaynanam vardı ve buna
rağmen gözüm başkalarındaydı.
Yemeğimizi bitirip otelin
Barına geçtik. Ama Rengin halen aramamıştı. Belli ki
kızları ayarlayamamıştı. Otelin de masaj salonu
vardı, ama bana mutlu sonlu masaj yapacak kızlar lazımdı ve
oteldeki kızlara bunu teklif bile edemezdim. Zaten teklif etsem de böyle
birşeyi kabul edeceklerini sanmıyordum.
Artık Rengin aramaz diye
düşünürken, saat 21:30 gibi aradı. Ama tahmin ettiğim gibi istediğim
kızları bulamamıştı. "Rus olur mu? Senin
istediğin gibi sadece bir tane Rus kız bulabildim. Kız hem
profesyonel masaj yapıyor, hem kadınla sevişiyor, hem erkekle
sikişiyor. Saatliği 100 Dolar, sabaha kadar kalırsa 500 Dolar.
Ne diyorsun, göndereyim mi?" diye sordu. "Tamam, gönder!" dedim
ve teşekkür edip kapadım telefonu. Gerçi kafamdaki olay bu
değildi ve tek kızla olacak mıydı bu iş bilmiyordum.
Kaynanama,
"Aşkım hadi odamıza çıkalım, sana bir sürprizim
var!" dedim. İçkilerimizi bitirip kalktık, çıktık
odaya. Kaynanam ısrarla sürprizimin ne olduğunu soruyordu.
Kaynanamı öpüp, "Birazdan görürsün aşkım, çok hoşuna
gideceğinden eminim!" dedim. Yatağa oturup, bir 5-10 dakika kadar
öpüşüp elleştik. Ve odanın telefonu çaldı. Resepsiyondan
arıyorlardı, "Misafiriniz geldi, odanıza gönderelim
mi?" diye sordular. "Tamam, gönderin!" dedim. 5 dakika sonra da
kapı çalındı.
Kalktım gittim
kapıyı açtım. Uzun boylu, sarışın, tahminen 29-30
yaşında bir hatun gülümseyerek, Ruslara özgü şiveli bir
Türkçeyle, "Merhaba, Ben Yelena! Siz Harun bey? Beni bekliyordunuz?"
dedi. "Evet, doğru, gel içeriye!" dedim. Fakat Yelena girmedi,
"Bir saat kalıyorum? Bütün gece kalıyorum?" diye sordu.
Anlaşılan parayı peşin istiyordu. Ben, "Bütün gece
kalıyorsun! Ama Euro vereceğim!" deyip, 500 Euro
çıkardım verdim. Yelena sevinerek parayı aldı ve birine
telefon etti, Rusça birşeyler söyleyip kapadı, telefonu ve
parayı çantasına koydu. Girdik içeriye.
Yelena'yı görünce kaynanam
telaşla toparlandı. Kaynanamın yüzünde (Kim bu karı, ne
işi var odamızda?) der gibi bir ifade vardı.
Tanıştırdım ve kaynanama, "Aşkım, Yelena
bize masaj yapmaya geldi! Göreceksin, iliklerimize kadar
rahatlayacağız!" dedim. Kaynanam, "Ne masajı,
nasıl olacak, ben hiç masaj yaptırmadım?" deyince, "Aşkım,
ben de yaptırmadım, ama merak etme, Yelena işinin ehliymiş,
hadi soyun ve yatağa uzan!" dedim. Kaynanam, "Soyunacam mı?
Soyunmasam olmaz mı? Böyle yapsın, ben utanırım!"
dedi. "Aşkım, Full Body masajı yapacak, bu masaj
çıplak yapılır, Yelena da soyunacak, ben de soyunacağım,
bunda utanılacak birşey yok, hadi soyun!" dedim.
Yelena ile ben soyunmaya
başladık. Kaynanam utanıyordu, bize arkasını dönerek
elbiselerini çıkarmaya başladı. Biz çırılçıplak
kaldığımız halde, kaynanam halen soyunmakla
uğraşıyordu. Yelena çantasından önce bir şişe
masaj yağı çıkardı, sonra da birkaç tane Prezervatif
çıkarıp, bana göstererek komodinin üzerine koydu. Mesajı
almıştım, Yelena'yı sikerken Prezervatif kullanmam
gerekiyordu. Tabii kaynanam Yelena'yı sikmem konusunda arıza
çıkarmazsa. Kaynanam Prezervatifleri görmemişti.
Kaynanam sütyen külot
kalınca kafasını çevirip bize baktı ve bizi
çırılçıplak görünce, "Anadan üryan mı olacam?"
diye sordu. "Evet aşkım, hadi onları da çıkar ve uzan
yatağa!" dedim. Kaynanam nazlana nazlana sütyen ve külodunu da çıkarıp,
hemen yatağa yüzüstü yattı. Bacaklarını
sımsıkı birleştirmişti. Ben de yanına, yan
tarafımın üzerine uzandım, herşeyi görmek istiyordum.
Yelena masaj yağından
kaynanamın omuzlarına ve sırtına döküp, ensesinden
başladı masaj yapmaya. Omuzlarına, ordan da sırtına
geçti. 10 dakika sonra kaynanam gevşemeye başlamıştı.
Yelena kaynanamın beline de bir güzel masaj yaptı ve poposunu
atlayıp bacaklarına geçti. Bacaklardan sonra ayaklarını da
yaptı. Kaynanam iyice salmıştı kendisini, nerdeyse
uyuyacaktı. Yelena işi biliyordu, ayaklardan sonra tekrar
bacaklarına, ordan da poposunu atlayıp beline geldi. Masaj
yağından kaynanamın beline döküp, beline yedire yedire poposuna
indi. Poposunu hafif hafif yoğurmaya başladı. Kaynanamın
hoşuna gitmişti bu masaj olayı, hiç sesini
çıkarmıyordu. Yelena parmaklarını kaynanamın göt
deliğine yakın yerlerde gezdirirken, benim de yarağım
kazık gibi oldu tabii!
Yelena kaynanamın
sımsıkı birleştirdiği bacaklarını
araladı ve bacaklarının iç kısımlarına masaj
yaparak yavaş yavaş yukarı çıktı. Amının
dudaklarına yakın yerleri elliyor, fakat amına dokunmuyordu.
Parmaklar amına her yaklaştığında kaynanamdan belli
belirsiz sesler çıkıyordu... Yelena en sonunda masaj
yağından kaynanamın tam göt deliğine döktü ve göt
deliğini okşamaya başladı. Kaynanamdan çıkan sesler
şimdi hafif inlemeye dönüşmüştü. Yelena biraz daha masaj
yağı döküp, busefer amının dudaklarını
yoğurmaya başladı. Ve kaynanam da zevkten artık resmen
kısık kısık inliyordu...
Yelena bir elinin
başparmağını kaynanamın göt deliğine, diğer
elinin 3 parmağını da amına sokup, parmaklarıya
kaynanamın aynı anda hem götünü hem amını sikmeye
başladı. Birkaç dakika sonra kaynanam debelenerek ilk
orgazmını oldu.
Kaynanam sakinleşince,
Yelena kaynanamın dönüp, sırtüstü yatmasını istedi. Kaynanam
döndü, sırtüstü yattı, ama gözleri kapalıydı, belli ki halen
utanıyordu. Yelena masaj yağından kaynanamın
göğüslerine döküp, uzun süre göğüslerini yoğurdu. Kaynanamın
gözler kapalı, fakat alt dudağını ısırıyordu.
Zevk aldığı belli oluyordu. Göbeğini de masajladıktan
sonra Yelena yine kaynanamın amını atladı ve
bacaklarına, ayaklarına masaj yaptı...
Yelena masaj yağından
busefer kendi göğüslerine bolca döküp, göğüslerini, göbeğini ve
amını yağladı. Ve kaynanamın üzerine uzandı. Yelena
göğüslerini kaynanamın göğüslerine bastırırken,
amını da amına bastırıyor, vücudunu kaynanamın
vücudunun üzerinde aşağı yukarı Balık gibi kaydırıyordu.
Bir an durdu ve kaynanamın dudaklarını öpmeye başladı.
İlkin karşılık vermeyen kaynanam, biraz sonra Yelena'nın
dudaklarını adeta kemiriyordu. Artık masaj olayı
bitmiş, resmen sevişiyorlardı. Ve onları izlerken benim
yarak da inmek bilmiyordu...
Yelena kaynanamla uzun uzun öpüştükten
sonra biraz aşağı kayıp, göğüslerini emdi. Sonra da
iyice aşağıya kayıp, amını yalamaya
başladı. Kaynanamın gözleri halen kapalı,
aldığı zevkten çıldırıyordu. Yelena
aldığı paranın her kuruşunu hakediyordu,
kaynanamın amını yarım saatten fazla yaladı ve 2 kez
daha orgazm etti.
Yelena kaynanamın işini bitirmiş, sıra bana gelmişti...
[Harun]
Köyümüzün Amcıkları
Tüm Bölümleri
|