Köyümüzün Amcıkları, İzmirin Amcıkları... (47) (Harun 22 Y., İzmir)
Kadın gülümseyerek
yanıma gelip, "Merhaba komşu, oturabilir miyim?" dedi. Neden
'Komşu' dediğini anlamadığım halde, "Tabii
komşu, buyrun!" diyerek nezaketen kalktım ve oturması için
yanımdaki sandalyeyi çektim. Kadın teşekkür ederek oturup,
"Hayırdır komşu, eşiniz hasta falan mı?"
diye sordu. Kaynanamı eşim sanıyor olmalıydı,
bozuntuya vermedim, "Yok hasta değil, yorgun olduğundan bu gece
erkenden yattı!" dedim. Kadın gülerek, "Aynı kocam
gibi desene! Adam turun yorgunluğunu halen üstünden atamadı, iki
gündür Tavuk gibi erkenden tünüyor! Ama bende gram yorgunluk yok, aksine kendimi
çok enerjik hissediyorum!" deyince, kadını daha önce nerede
gördüğümü hatırladım. Onlar da bizim
katıldığımız Pamukkale turuna
katılmışlardı. Ama kadının turdaki spor giyim
tarzı ile şimdiki hali arasında dağlar kadar fark
vardı. Şimdi mini eteği ve cömert göğüs dekoltesi ile çok
sexy görünüyordu.
Kadın kendine bir Long
Drink söyledi. Ben bir duble Viski daha istedim. İçkilerimizi yudumlarken
Pamukkale'nin güzelliği ve Türkiye'deki görülmeye değer başka
turistik yerler hakkında konuşmaya başladık... Kadın
gülerek, "Ayol oturmuş sohbet ediyoruz, içki içiyoruz, ama daha
birbirimizin ismini bilmiyoruz, bütün gece birbirimize 'Komşu' diye mi
hitap edeceğiz, ben Lerzan!" dedi. "Memnun oldum Lerzan Hanım,
ben de Harun!" dedim ve sohbetimize 'Lerzan Hanım' ve 'Harun Bey'
olarak devam ettik.
Lerzan'a İzmir'de kaç gün
kalacaklarını sorduğumda, "Ayol biz turist değiliz,
biz İzmir'liyiz, üstelik evimiz otelin hemen karşısında!
Kocam evde boş boş oturmaktan sıkıldı ve
başımıza iş çıkardı, tüm evi yeniden dekore
ettiriyoruz, tadilat bitince tekrar evimize geçeceğiz!" dedi. Son
çocukları da evlenip gidince, kocası 20 yıldır sahibi
olduğu şirketi satmış ve emekli hayatı gibi bir hayat
yaşamaya başlamışlar. Aynı apartmanda 2 daireleri daha
varmış. "Kiracılar çıkınca o daireleri de
satacağız, artık kiracıyla falan da uğraşmak
istemiyoruz!" dedi...
Lerzan konuşkan
olduğu kadar, çok da neşeli bir kadındı, fıkra
anlatmasını seviyordu... İkinci bardaktan sonra 'Harun Bey'
demeyi bırakmış, 'Harun', 'Haruncuğum' demeye
başlamıştı. Üçüncü bardaktan sonra ise belden
aşağı fıkralara geçmiş, anlatırken de sürekli
elime koluma dokunur olmuştu. Gerçi yakınımızdaki masalar
boştu ve müzik sesinden dolayı konuştuklarımızı
kimse duyamazdı, ama yinede konuşurken birbirimizin
kulağına doğru iyice yaklaşıyorduk...
Dördüncü bardaktan sonra,
fıkralarındaki (Vajina, Popo, Penis, Şeyetmek) kelimeleri
yerlerini (Am, Göt, Yarak, Sikişmek) kelimelerine bırakırken,
dizini de dizime değdirmeye başlamıştı.
Kararımı vermiştim, bu gece bu karıyı sikecektim!
"Lerzancığım
çok güzel anlatıyorsun, biraz da kendi yaşadığın
sikiş maceralarını anlatsana!" dedim. Lerzan gülerek,
"Ayol asıl senin anlatman lazım, benim sikiş hayatım
seninki kadar aktif değil ki!" dedi. "Benim sikiş
hayatımın aktif olduğunu da nerden çıkarıyorsun?"
diye sorduğumda, "O gece Pamukkale'de karını nebiçim
sikiyordun öyle, sesleriniz taa bizim odadan duyuluyordu, uykumuzu
kaçırdınız valla!" deyip güldü.
Demek ki Pamukkale'de
konakladığımız otelden 'Komşu' oluyorduk.
"Farkında olmadan rahatsızlık verdiğim için özür
dilerim Lerzancığım, duvarların okadar ince
olacağı aklıma gelmedi!" dedim. Lerzan, "Ayol
deli misin, ne rahatsızlık vermesi! Aksine, sesleriniz sayesinde benim
herifin kaç aydır tık demeyen siki kalktı da, biz de
sikiştik! Gerçi bizim sikiş sizinki kadar uzun sürmedi, hatta orgazm
bile olamadım, ama olsun, hiç yoktan iyidir!" diyerek güldü. Ben de,
"Bak şimdi gerçekten üzüldüm Lerzancığım, keşke
çıkıp bizim odaya gelseydin, ben de üçüncü postayı 31 çekerek boşalmak
zorunda kalmazdım!" dedim.
Lerzan, "Nasıl
gelecektim ayol? Kocama (Herif sen yat uyu, ben komşuya kendimi siktirmeye
gidiyorum!) mu diyecektim? Hem gelseydim bile, karının yanında
mı sikecektin beni? Karın birşey demeyecek miydi?" dedi.
"Lerzancığım, sana birşey itiraf edeyim mi?"
dediğimde, Lerzan, "O kadın senin karın değil,
yanılıyor muyum?" dedi. "Yanılmıyorsun..."
dediğimde, Lerzan lafımı kesip, "Dur söyleme, sen
Üniversitede öğrencisin, okul masrafların için paraya ihtiyacın
var, karı da çok zengin, para karşılığında
sikiyorsun karıyı, doğru değil mi?" dedi.
Ben aslında, o karının
kaynanam olduğunu, kaynanamla farklı bir ilişkimizin
olduğunu, kaynanamın yanında daha önce de karı
siktiğimi söyleyecektim, ama Lerzan'ın böyle düşünmesi de
işime gelirdi. "Valla doğru! Nasıl anladın?"
dedim. Lerzan, "Ayol bunu anlamak için Müneccim yarağı yemeye
gerek yok ki! Sen gençsin, yakışıklısın, kültürlüsün,
naziksin, karı ise anam yaşında, sonradan görme ve gösteriş
budalasının teki! Görgüsüz karı nerdeyse boynuna 'Bok gibi param
var!' diye tabela asacak! Beni yanlış anlama canım, bunu övünmek
için söylemiyorum, biz de çok zenginiz, hatta belki o karıdan daha
varlıklıyız, ama ben asla okadar pahalı kıyafetlerle
ve pırlanta takılarla tura falan katılmam, görgüsüzlüğün
daniskasıdır bu, her kıyafet her ortamda giyilmez! Böyle
seviyesiz karılara takılıp da kaliteni düşürme bence!"
dedi.
Lerzan'ın kaynanamı
bukadar isabetli gözlemlemesine şaşırmıştım.
"Çok haklısın Lerzancığım, ama şu ana kadar
senin gibi güzel, sexy, kültürlü ve aynı zamanda da varlıklı bir
kadın daha karşıma çıkmadı!" deyip, elimi
masanın altına indirdim ve bacağını okşamaya
başladım. Son söylediklerim de gururunu okşamış
olmalıydı ki, yüzünde bir tatminkar bir ifade vardı ve
bacağını okşamama sesini çıkarmıyordu.
Ama elimi mini eteğinin
altına doğru kaydırdığımda, "Yapma
canım, zaten müthiş azdım, daha da azdırma beni!"
diyerek, elimi tutup masanın üzerine çıkardı. Onu dinlemeyip
elimi tekrar eteğinin altına attım. Lerzan yine,
"Canım, nolursun yapma, çok fena oluyorum!" diyerek elimi tekrar
tuttuğunda, "Aşkım sadece sen değilsin o durumda olan,
baksana ben ne haldeyim!" deyip, elini elime aldım ve kazık gibi
olmuş yarağımın üzerine bastırdım.
Lerzan, "Lütfen
canım, şimdi bir gören falan olacak, rezil olcağız!"
dediğinde elini bıraktım ve "İstersen kalkalım,
resepsiyondan bir oda isteyelim?" dedim. Lerzan gülerek, "Saçmalama
ayol, odada ne işimiz var, ne güzel sohbet ediyoruz işte! Yoksa
sohbetim sarmadı mı seni?" dedi.
Orospu ya naz yapıyordu,
yada gösterip vermeyenlerdendi. Kulağına yaklaşıp,
"Aşkım sohbetine doyum olmuyor, ama ben seninle sikişmek de
istiyorum! Eğer sikişmeyeceksek bana müsade, ben gidiyorum!"
dedim. Lerzan gülerek, "Vaay, biraz da Maçoyuz ha?" dedi. Cevap
vermeden cüzdanımı çıkardım ve hesabı istemek için
elimi kaldırdım. Lerzan koluma yapışarak, "Dur hemen
celallenme öyle! Tabii ki ben de seninle sikişmek istiyorum, ama oda tutma
işi olmaz, otel personelinin diline düşmek istemiyorum, burda bizi
tüm personel tanıyor! Hem kocama yakalanma ihtimali de var, huzursuz
olurum ben!" dedi.
Ben de, "Başka bir
otele gidelim ohalde!" dedim. Lerzan, "Başka otele de gitmek
istemiyorum... Ama ne yapalım biliyor musun, bir arkadaşım var,
Nezahat, bizim apartmanda oturuyor, onu arayım, müsaitse ona gidelim! Olur
mu?" dedi. Ben, "OK!" deyince, "Burası çok gürültülü,
Lavaboda arayım!" diyerek telefonunu alıp tuvalete gitti. Birkaç
dakika sonra geldi. Nezahat müsaitmiş.
Hesabı ödeyip
kalktık. Gayet resmi bir şekilde otelden çıkıp, yolun
karşısına geçtik. Apartmana doğru yürürken, "Nezahat
yalnız mı yaşıyor?" diye sordum. "Evet, 8 ay önce
kocasından ayrıldı!" dedi. Apartmana girdik, asansöre
bindik. Nezahat 4. katta oturuyormuş. Asansörün kapıları
kapanır kapanmaz Lerzan'ı kendime çekip dudaklarına yumuldum,
aynı zamanda da götünü avuçluyordum. Asansör 4. katta durduğu halde
bırakmadım, bir süre daha yiyiştik. Lerzan, "Dur, tamam,
gidelim hadi, Nezahat kapıya çıkmıştır
şimdi!" deyince bıraktım. Üstümüze başımıza
çeki düzen verip, resmi bir şekilde asansörden çıktık.
Katta
karşılıklı 2 daire vardı. Biz sağdaki daireye
doğru yürümeye başlayınca, kapı açıldı ve Nezahat
göründü. Nezahat da Lerzan yaşlarında bir kadındı. Vücuduna
yapışmış kolsuz bir tişört, altına da Streç bir
tayt giymişti. Nerdeyse fısıldayarak, "Hoş geldiniiiiiiz!"
dedi. İçeriye girip kapıyı kapatınca, Lerzan, "Bu
Harun, bu da Nezahat!" diyerek bizi tanıştırdı, salona
geçtik. Nezahat, "Kız nerde kaldınız, niye
geciktiniz?" diye sorunca, Lerzan gülerek, "Kızım sen
Harun'un nekadar azgın olduğunu bilmiyorsun, ben dur demesem
asansörde becerecekti beni!" dedi. Nezahat, "Yaaa! Aynı zamanda
da yakışıklıymış, nerden buldun bunu?" dedi.
Lerzan, "Uzun hikaye, sonra anlatırım, şimdi fazla vaktimiz
yok..." deyince, Nezahat sinsi sinsi gülümseyerek, "Yatak
odasının yerini biliyorsun canım!" dedi.
Lerzan'la kalktık ve yatak
odasına geçtik. Kapıyı kapatacağımda, Lerzan,
"Tam kapatma canım, hafif aralık kalsın!" deyip
soyunmaya başladı. Kapıyı istediği gibi aralık bıraktım
ve ben de soyunmaya başladım. Ama sonra Jeton düştü bende,
"Biz sikişirken Nezahat bizi mi Röntgenleyecek?" diye sordum.
Lerzan, "Sana söylemedim, evini kullanmamızın
karşılığı olarak benden o şekilde bir kıyak yapmamı
istedi telefonda! Ama rahatsız olacaksan tam kapat kapıyı, ben sonra
konuşurum onunla!" dedi. Ben de, "Yok, rahatsız olmam!
Hatta istersen ona daha güzel bir kıyak yapalım, yatağa üçümüz
de sığarız nasıl olsa!" dedim.
Lerzan, "Yok artık,
okadar da değil!" dedi. "Niye? Çağırsak gelmez
mi?" diye sordum. Lerzan, "Niye gelmesin, koşa koşa gelir orospu, her türlü sapıklık var onda! Ama ben sevmiyorum Grupseks olayını, Lezbiyenlik olayını falan!" dedi. Lerzan sanki teklifime
biraz bozulmuş gibiydi. Üstelemedim, bir çuval inciri berbat etmek
istemiyordum. En son donlarımızı da çıkarıp,
dudaklarına yapıştım. Ayakta biraz öpüşüp
elleştikten sonra yatağa devrildik...
Danışıklı
da olsa, birazdan Nezahat'in kapıya gelip bizi röntgenleyeceği
düşüncesi beni müthiş azdırmıştı. Lerzan'ın
sarkmış göğüslerini, sanki 16 yaşındaki bakire bir
kızın el değmemiş göğüslerini yalar gibi yalayıp,
öpmeye ve emmeye başladım. Biryandan da göğüslerinin ne kadar
diri ve dik olduğu hakkında övgüler yağdırıyor, tam
hoşuma giden büyüklükte olduklarını söylüyordum. Lerzan'ın
keyfi tekrar yerine gelmiş, ufaktan ufaktan inlemeye başlamıştı.
Göğüsleriyle ilgilenmeye devam ettim. Ara sıra gözümün ucuyla
kapıyı kesiyordum, Nezahat gelip röntgenlemeye başladı
mı diye...
Nihayet kapının
aralığında Nezahat'in karartısını gördüm ve Lerzan'ın
amını yalamaya geçtim. Kılsız, fakat dudakları
buruş buruş bir amı vardı. Aynı göğüslerine
yaptığım gibi, amının güzelliği hakkında
iltifatlar ederek yalıyordum amını ve klitorisini. Nekadar
yaladığımı bilmiyorum, ama inlemelerinden ve
kasılmalarından Lerzan'ın orgazm olmaya
yaklaştığını anlayınca yalamayı
bıraktım. Hemen bacaklarını ayırıp, arasına
yanaştım. Yarağımı tükürükleyip amına soktum,
birkaç dakika hızlı hızlı pompalayarak sikip, inlete inlete
orgazm ettim Lerzan'ı.
Lerzan'ı bir iki kez daha
orgazm etmeden kendim boşalmayacaktım. Kazık gibi
yarağım amının içindeyken Lerzan'ın kendisine
gelmesini bekledim. Nefes alıp vermesi düzelince yarağımı
amından çıkarıp, "Domal!" dedim. Lerzan hemen,
"Yok, götten istemiyorum!" dedi. "Amını sikecem, domal
hadi!" dediğimde, hemen doğrulup dört ayak oldu. Poposuna
şaplak atıp, "Şöyle gel, yatağın kenarına
yanaş!" dedim ve kapıdan rahat görülecek bir pozisyona getirdim.
Götünün yanaklarını
ayırıp, amını bir süre daha yaladım. Lerzan yine
inlemeye başladığında yalamayı bırakıp
doğruldum. Yarağımı amına kökleyip, belinden iki
elimle tutarak, kendime çeke çeke, hızlı hızlı
pompaladım amına. İnlemeleri yükselmeye başlayınca
daha da hızlandım. Ve Lerzan ciyaklaya ciyaklaya ikinci
orgazmını oldu...
Amında biraz hareketsiz
bekleyip yeniden hareketlendim, sıcağı sıcağına
ona bir orgazm daha yaşatmak ve sonra da kendim boşalmayı
düşünüyordum. Ama Lerzan, "Dur, yapma, Lavaboya gitmem lazım!"
deyip önümden çekildi ve yataktan indi, külodunu aldı. Külodunu giyerken, kapının
aralığından Nezahat'in karartısı da kaybolmuştu...
[Harun]
Köyümüzün Amcıkları
Tüm Bölümleri
|