Köyümüzün Amcıkları, İzmirin Amcıkları... (58) (Harun 22 Y., İzmir)
Aslında Gülşen
hanımı direkt domaltıp sikmek istiyordum. Ama kadın
fantaziye takmıştı. Ben de sırf biraz fantaziye benzesin
diye ellerini bağlayıp öyle sikmeyi düşünüyordum. Gerçi biraz
yavan bir 'Fantazi' olacaktı, ama şu anda aklıma başka birşey gelmiyordu.
"Tamam, yapalım
aşkım!" deyip, Gülşen hanımın meraklı
bakışları eşliğinde yataktan indim. Dolapları
açıp baktım. Ellerini bağlamak için birşeyler
arıyordum. Askının birinde Elçin'in ipek Şal koleksiyonunu
buldum. Ellerini bağlamak için hangisinin uygun olacağını
bilmediğimden askıyı olduğu gibi çıkardım
dolaptan. Gülşen hanım, "Hmmm, anladım, gözlerimi
bağlayacaksın!" deyip sinsice gülümsedi. "Aynen öyle
yapacağım aşkım!" dedim. Oysa o söyleyene kadar
aklımın ucundan geçmemişti.
Yatağa geldiğimde,
Gülşen hanım heyecanla, "Ee, anlatmayacak mısın
fantazini?" dedi. Ne anlatabilirdim ki, ortada herhangi bir fantazi yoktu.
"Anlatırsam sürprizi kaçar aşkım!" dedim.
Gülşen hanım,
"Sürprizleri severim, ama en azından, neredeyiz, sen kimsin, ben
kimim, bunları anlat! Mesela: İşyerinde miyiz, patronum musun?
Muayenehanede miyiz, jinekoloğum musun? Saunada mıyız,
masörüm müsün? Okulda mıyız, öğretmenim misin? Plajda
tanışan turistler miyiz? Piknikte miyiz, apartmandan
komşumuz musun? En azından bu gibi şeyleri paylaşırsan
fantazine daha kolay adapte olurum, öyle değil mi aşkım?"
dedi.
Dervişin fikri ne ise,
zikri de odur. Gülşen hanımın bu verdiği örnekler kendi
fantazilerinin dışa vurumlarıydı. Ayrıca bu örneklerin
biri bende jetonu düşürmüş ve anlatabileceğim bir fantazinin
oluşmasını sağlamıştı. "Haklısın
aşkım!" dedim ve biraz da Gülşen hanımı
istediğim doğrultuda yönlendirebileceğim detaylara girerek
anlatmaya başladım...
"Yatılı Kız
Kolejinde ben Biyoloji öğretmeniyim. Sen de çok akıllı, fakat
bir okadar da şimarık ve azgın bir öğrencisin. Aklın
fikrin sekste. Argo seviyorsun. Tenefüslerde bazen kulak misafiri oluyorum,
diğer kızlarla sohbet ederken hep amlı götlü, sikli yaraklı,
emmeli gömmeli konuşuyorsun..."
"Tüm derslerden yüksek puanlar
alırken, sırf benim ilgimi çekmek için Biyoloji sınavından
zayıf alıyorsun. Benim nöbetçi olduğum o haftasonunda
kızların hepsi ailelerinin yanına gidiyor. Sen ise gitmeyip
odanda Biyoloji çalışacağını söylüyorsun ve benden
gelip kurtarma sınavı yapmamı istiyorsun..."
"Anlaştığımız
gibi odana geliyorum..." dediğimde, Gülşen hanım, "Ve beni
mastürbasyon yaparken yakalayıp cezalandırıyorsun, değil mi
aşkım?" dedi. Yine benim aklımda olmayan birşey
söylemişti. "Aynen öyle aşkım!" dedim ve küçük bir senaryo
değişikliği ile anlatmaya devam ettim...
"Odanın
kapısını tıklayıp içeri girdiğimin farkında
değilsin. Gözlerini yummuşsun, benim ismimi sayıklayarak
hummalı bir şekilde mastürbasyon yapıyorsun..." dediğimde,
Gülşen hanım, "Tamam aşkım, bu kadarı benim için
yeterli, gerisini anlatma, gerisi sürpriz olsun!" dedi.
Nihayet icraata
başlayacağımız için sevinmiştim. Ama Gülşen
hanım, "Hadi sen şimdi giyin ve odadan çık, kapıyı
kapat, 5 dakika falan sonra kapıyı tıklayıp tekrar gel!"
dedi. İçimden bastım küfürü. Kadının fantazi
takıntısı yüzünden bir türlü sikiş aşamasına
geçememiştik, Mehter takımı gibi her iki adımda bir
duraklayıp öyle ilerliyorduk.
Bazı kadınları
sikebilmek için önce beyinlerini sikmek gerektiğini biliyordum. Yani önce
beyinlerinin Orgazm olması gerekiyordu. Demek ki bunun da beyni fantazi
ile Orgazm oluyordu. "Tamam aşkım!" deyip, giyindim ve
çıktım odadan, kapıyı kapattım.
Koridorda biraz bekledim, ama
bu bekleyiş sanki bir Asır sürdü. Bu arada yarağım da
sertliğini kaybetmişti. Odadan inleme sesleri gelince
kapıyı tıklayıp açtım. Gülşen hanım fantaziyi
mümkün olduğunca gerçeğe yakın yaşayabilmek için elinden
geleni yapmıştı.
Eteğini giymiş,
gömleğini giymiş, ama gömleğin sadece ortadaki iki
düğmesini iliklemişti. Sutyen takmamış, külodunu ise
çıkarmıştı. Saçlarını Tavşan kulakları
gibi ortadan ikiye ayırıp, diplerinden lastik toka ile
bağlamıştı. Bu hali ile şimarık Kolej
kızlarına benzemiş ve çok sexy olmuştu.
Gülşen hanım
ayrıca Elçin'in 'Oyuncak' çekmecesini de keşfetmişti.
Amındaki hariç, yatağın üzerinde farklı ebatlarda birkaç
tane Dildo daha vardı. En uygun Dildoyu seçmekte zorlanmış
olmalıydı. Gözleri yumuktu ve durmaksızın, "Ohhhh,
Harunnnn, aşkımmm, sikicimmm, erkeğimmm... Geçir
yarağını amıma, ohhhh... Sik beni..." diye inleyerek amındaki
Dildoyu hummalı bir şekilde sokup çıkarıyordu...
Biraz önce ben fantaziyi
anlatırken, onu mastürbasyon yaparken yakalayınca telefonumla
kaydeceğimi de söyleyecektim, ama (Gerisi sürpriz olsun!) diyerek
anlattırmamıştı. Kaydetmek için telefonumu
açtığımda, yine birsürü mesaj ve cevapsız aramalar
vardı. Böyle bir anda kimin aradığına, kimin ne mesaj
gönderdiğine bakacak değildim. Önce birkaç resim çektim,
ardından da video kaydına geçtim. Okadar tahrik ediciydi ki,
yarağım da yeniden sertleşmiş, kazık gibi
olmuştu...
Beni asıl hayrete
düşüren şey ise Gülşen hanımın inlemeleri arasında
ettiği laflardı. "Yarağına oturt beni!",
"Yarağına anten yap beni!", "Yarağının kurma kolu
olayım!", "Memleketime doğru domalt beni!", "Osurta osurta sik
beni!", "Amımı dizlerime indir!" gibi, kendisinden hiç
beklemediğim şeyler söylüyordu. Anlaşılan kapanan Basireti
tekrar açılmıştı...
Epey bir süre sokup
çıkardıktan sonra elindeki Dildoyu bıraktı ve
amını deli gibi sıvazlamaya başladı. Halen gözleri
yumuktu, halen ismimi sayıklayıp inlemeye, Argo konuşmaya devam
ediyordu. Bazen amını sıvzalamaya ara veriyor, klitorisini iki
parmağı arasına alıp eziyor, klitorisine birkaç şaplak
atıyor, sonra yeniden sıvazlıyordu amını...
Yarım saate yakın
sürdü mastürbasyonu. Sonunda inlemeleri gibi elinin hareketleri de en yüksek
devrini buldu ve tüm vücudu kasılmaya başladı. Birinden
hırsını çıkarır gibi dişlerini
sıkmıştı. Burnundan kesik kesik nefes alıp vererek,
çırpına çırpına Orgazm oluyordu...
Sakinleşip gözlerini
açtığında ben de video kaydına son verdim. Gülşen
hanım elimde telefonu görünce şaşırmış olsa da
rolüne devam etti. Sinsice gülümseyerek, "Hocam
açıklayabilirim..." deyip bacaklarını birleştirdi, eteğini
düzeltti. Ona telefonumu gösterip, "Açıklanacak bir durum yok,
herşey apaçık! Bu görüntüleri okul idaresine ve ailene göstermek
zorundayım! Bu davranışından dolayı okuldan atılabilirsin!"
dedim.
Gülşen hanım yataktan
indi ve koluma yapışıp, "Ne olur göstermeyin hocam... Beni
siz cezalandırın... Vereceğiniz her cezaya razıyım
hocam..." diye yalvarmaya başladı. "Pekala!" deyip yatağın
kenarına oturdum ve Gülşen hanımı dizlerime, göbeği
yarağımın üstüne gelecek şekilde yatırdım...
Eteğini sırtına
toplayıp, götünü okşadım, yoğurdum biraz. Götünün
yanaklarını ayırınca, kapkara göt deliği de hafiften
açılıyordu. Göt deliğinin nefes alıp verir gibi
açılıp kapanmasını bıkmadan usanmadan izleyebilirdim.
Manzaranın tadını çıkara çıkara götünün
yanaklarını ayırıp birleştirmeye devam ettim bir süre.
Bir yandan da, acaba götünü hiç siktirdi mi diye düşünüyordum...
Gülşen hanım bana
akıl verircesine, "Götümü tokatlamayı düşünmüyorsunuz
değil mi hocam? Ne olur tokatlamayın!" dedi. Yani tam tersini
yapmamı istiyordu. "Kes sesini orospu!" deyip götüne
şaplağı yapıştırdım. Gülşen hanım
kıkırdayarak, "Ayyy, çok acıyor, yapmayın hocam!"
dedikçe, "Sus orospu, itiraz istemiyorum!" deyip vurdum götünün
yanaklarına...
Bembeyaz göt yanakları
kıpkırmızı olmuş, elimin izleri çıkmış,
Gülşen hanımın artık kıkırdaması ve sesi
kesilmişti. Canı çok yanmış olmalıydı. Yere
indirip halının üstüne diz çöktürdüm. Gözlerinden birkaç damla
yaş akmıştı ve zoraki gülümsemeye
çalışıyordu. Şalın birisiyle gözlerini
bağladım. Gözleri bağlanınca kurbanlık koyuna
benzemişti...
Çırılçıplak
soyundum ve Gülşen hanımın önüne dikildim.
Taşaklarımı ve yarağımı yüzüne sürtünce,
kıkırdayarak, "Aman hocam ne yapıyorsunuz?
Yarağınız mı bu? Ağzımı mı sikeceksiniz
yoksa?" dedi. "Şşşttt, konuşma orospu!"
deyip yarağımın başını dudaklarına sürtüp,
dudakları aralanınca da ağzına verdim. Ve yavaş
yavaş sikmeye başladım ağzını...
Bir ara, gözetleniyormuşuz
hissine kapıldım. Villada bizden başka kimse
olmadığı için yatakodasının kapısını kapatma
gereği duymamıştım. Acaba Elçin mi geldi diye
düşündüm, ama öyle olsa arabasının sesini duyardım.
Elçin'den başka da kimse gelemeyeceğine göre telaşlanmaya gerek
yoktu. Yine de huylanmıştım, emin olmak için koridora bakıp
geldim. Kapıyı özellikle kapatmadım, yatakodasından
koridoru görebileyim diye. Arada sırada göz ucuyla koridoru keserek
Gülşen hanımın ağzını sikmeye devam ettim...
Yarağımı
ağzına biraz fazla sokunca Gülşen hanım öğürüyor,
aksırıyor, tıksırıyor ve eliyle
yarağımın gövdesini tutup daha çok sokmamı engellemeye
çalışıyordu. Bu da beni sinir ediyordu. Yarağımı
ağzından çektiğimde bitti sanıp
rahatlamıştı. Ama bitmemişti. Ellerini sırtında
birleştirip, bir başka Şal ile de bileklerinden
bağladım. Ve önüne dikilip yarağımı yeniden verdim
ağzına.
O anda nedense aklıma
Şaheste'nin kahvaltı masasında beni göt edişi geldi. O
davranışının acısını sanki annesinden çıkarırcasına
Gülşen hanımının saçlarını ellerime doladım.
Ve aksırıp tıksırmasına aldırış
etmeden, amcık siker gibi sikmeye başladım
ağzını. Salya sümük çenesinden akıyor, gömleğine ve
göğüslerine damlıyordu...
Fantazinin bir
parçasıymış gibi, onun kendi laflarına biraz da ben ekleyerek, "Yarrağımın anteni!"
, "Yarrağımın kurma kolu!" , "Seni memleketine
doğru domaltıp sikeceğim orospu!" , "Amını
dizlerine indireceğim!" , "Osurta osurta sikeceğim!" , "Amcık ağızlı
orospu!" , "Yarrak hastası kahpe!" diye resmen küfür ediyordum.
Ama aslında bu küfürlerin gerçek adresi Şaheste idi...
Gülşen hanımın
ağzını sikmekten müthiş zevk alsam da, bir süre sonra
yarağımı çektim ağzından, biraz daha devam etsem
boşalacaktım. Amını sikmeden boşalmak istemiyordum.
Gülşen hanımın pozisyonunu değiştirdim. Halen dizleri
halının üzerindeydi, ama belden yukarısını yatağa
yapıştırmıştım...
Eteğini sırtına
topladığımda, Gülşen hanım kıkırdayarak,
"Niyetiniz ne hocam, şimdi de amımı mı sikeceksiniz
yoksa?" dedi. Ne yapacağımı dikte eder gibi
konuşmasına sinir olmaya başlamıştım. Götünün
yanağına sertçe bir tokat attım ve "Kes sesini orospu! Gıkını
çıkarma!" dedim. Konuşmasını engellemek için de külodunu
ağzına tıkadım. Ama bu sefer de Ahraz gibi boğuk
sesler çıkarmaya ve kıpraşmaya başladı.
Az öncesine kadar
amını sikmeyi düşünüyordum, ama fikrimi değiştirip
götünü sikmeye karar verdim. Götünün deliğine okkalı bir tükürük
bıraktım. Yarağımın başını götüne
dayayıp sokacağımda yeniden kıpraşmaya ve
birtakım sesler çıkarmaya başladı. Sinirlenmiştim,
götünün yanaklarına birer tokat daha yapıştırdım.
Yarağımı götüne sokmayı bir kez daha denedim, fakat
Gülşen hanım kendini kasıyordu...
Elçin'i tost yaparken
kullandığımız, siyah küçük şişedeki
kaydırıcı geldi aklıma. Çekmeceden şişeyi
alırken diğer oyuncaklara da bir göz attım. Zevk
toplarını görünce onları da aldım. İpe dizili, Pinpon
topu büyüklüğünde 3 tane parlak metal toptan oluşuyordu bu oyuncak ve
göte sokmak için kullanılıyordu. Son toptan sonra da (götten geri
çıkarırken tutmak için) büyük bir halka vardı...
Şişeden göt
deliğine biraz kaydırıcı döküp, parmaklarımla
yedirdim. Sonra da topları sırayla götüne soktum. İlkini götüne alırken
zorlandıysa da, ikinci ve üçüncü topları alması nispeten kolay
oldu. Biraz bekledikten sonra halkadan tutup asılmaya başladım.
Topları götüne sokarken kaydedememiştim, ama çıkarırken video
olarak kaydettim...
Bu işlemi defalarca
tekrarladım. O anda Gülşen hanımın ne hissettiği
umurumda değildi. Toplar girip çıkarken göt deliğinin esnemesini
izlemeye bayılıyordum. Ayrıca birazdan götünü sikerken işimi
kolaylaştıracaktı bu işlem. Kaydırıcıdan biraz
daha döküp göt deliğine yedirdim ve topları bir kez daha soktum
götüne. Bu sefer topları içinde biraz daha uzun bekletip öyle
çıkaracaktım, esnemiş büzük kasları biraz kendine gelsin
diye.
Yağlanan elimi silmek için
makyaj masasından kağıt mendil almaya gittiğimde, aynadaki yansıma
dikkatimi çekti. Koridorda bizi röntgenleyen birisi vardı...
[Harun]
Köyümüzün Amcıkları
Tüm Bölümleri
|